Erdoğan bugün sarayda Davutoğlu kabinesine başkanlık ederek, arzu ve ihtirasla ilerlediği yolda önemli bir “ilk”i gerçekleştirecek.
Bugün yaşanacak “ilk”, anayasanın cumhurbaşkanına verdiği, “gerekli gördüğü hallerde bakanlar kurulunu başkanlığı altında toplantıya çağırma” yetkisinin istismar edilmesi olacak.
Bir yetki suiistimali, bir fiili durum var.
Bu, “Erdoğan durumu”dur.
Erdoğan’ın ülkeyi tam güç ve kapasitesiyle yönetmek ve iktidarı kimselerle paylaşmamak için bir başkanlık rejimi kurma kararlılığı böyle artıyor.
Velhasıl Cumhurbaşkanı’nın Bakanlar Kurulu’na başkanlık etmek istemesinin nedeni, hikmeti kendinden menkul fiili bir “başkanlık rejimi”nin ilk gösterişli adımını atmaktır.
Çoktandır anayasa fiilen askıdadır ve hukukun dışına çıkmış Türkiye’nin karanlık sulardaki yolculuğu devam etmektedir.
Gücün tek ölçüsü artık siyasi kudret. Onun da kimde olduğu belli.
Bu arada AKP’nin içinde bir kriz ya da ikilik çıkması beklenmesin.
Kriz AKP’de değil, Türkiye’nin rejiminde. Bu bir anayasa ve rejim krizidir ama çürümüş bünye vahameti algılamıyor.