Artık ipin ucu iyice kaçtı. Kimse olduğu yerde neden olduğunu bilmiyor. Kimsenin işi, makamı garantide değil. Her şey tek bir ağızdan çıkıyor, her fikir tek bir yerden yansıyor. Gün geliyor, ‘o onu öyle demek istemedi’ler çıkıyor. İşin üzücüsü çıkan tek fikir de sürekli ‘dik’ durduğunu söylerken günden güne manyetik alanı bozulmuş bir gezegendeki pusula gibi fır fır dönüyor. Ne denilirse tersi oluyor, yalanlar gerçek, gerçekler yalan oluyor. Gözümüzle gördüğümüz şeyler hayal, hayaller yeni gerçek oluyor.
Haliyle ne kimse kimseye inanıyor ne de kimse kimseye güveniyor.
Her yalan kendisinden daha büyük bir yalancıyı doğuruyor. Korku ve mantıksızlık geleceğimizi bulanıklaştırıyor.
Bildiğimiz tek bir doğru var, o da doğrularımızın doğrulukla alakası olmadığı.