Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Ne neyin gerçek, ne neyin yanlış olduğunu gerçekliğin kendisi bile neredeyse bilemiyor. Bir zamanlar birbirlerine küfürler edenler şimdi halaya dönüyor yan yana, yana yana… İlke, onur, haysiyet, şahsiyet ve daha bir çok insani vasıf ülkeyi terk edeli çok oldu. Geri kalanlarına da yurt dışı çıkış yasağı getirildi. Herkes çok gergin. Satın aldığınız araba, siz satın almadan 4 yıl önce yurt dışına gitmiş? Hayırdır… Peki ya şu evinizde paltonuzun cebinden çıkan yenmemiş beyaz leblebileri kimden aldınız? Şurada da iki tane çeyrek altın var kenarları dişlenmiş, kuzum siz rüşvet mi yiyorsunuz?
Ülkenin başında sanki 20 küsur yıldır uçan sincaplar varmışcasına, sanki birden bire ortaya çıkmış sürprizli deprem konusunda bile “Bize yetki verin bu işi çözelim” gibisinden, kendilerinin bile inanmadığı klişelerle toplumun gazını alıp, artık hiçbir zaman bulamayacakları birlik ve beraberlik fikrine uzanıyorlar ama elleri kolları rantla ve komisyonla o kadar dolu ki, hiçbir şey tutamıyor artık. En fazla bıyık bırakırlar…
Tabii gençler bu kadar iyimser değil, her şeyi çok daha net görüyor. Masallara inanmıyor, yaşadıkları saçmalıklara isyan ediyor, hiçbir şeyden korkmuyor. Peki biz ne yapıyoruz? Bu gençlerimizin duruşmalarını 6 ay erteliyoruz. “İçeride kalsınlar da akıllansınlar” diye düşünüyoruz. Bir ülke ısrarla geleceğini tutuklu olarak içeride tutuyor. Akıl, mantık ve evrensel hukukun çoktan halay çekerek ayrıldığı bu memlekette, kendi geleceğimizi kendimiz karartıyoruz. Zor durumda olan gencecik çocukları cezalandırıp akıllandıracağını, içeride tutarak ve sağlıklarıyla oynayarak idare etmeye çalıştığı topluma adeta sopa gösteren bu korkunç ve karanlık güç, içten içe sona yaklaştığını biliyor. Korktukça daha da vahşileşiyor, gerçeklikten ve insanlık daha da uzaklaşıyor. Ömrünün sonu gelen bir yıldız gibi kendi içine çökecek, bir gün gelecek sadece boşluktaki kara bir delik olarak hatırlanacak.