• ROTA
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11’i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • VPN HABER
  • ENGLISH

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SANAT
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Öğrenci evi ve yurtlarda ‘örgütleme’ yapan Kaide sanıklarında İHH bağlantısı

03/07/2018 15:50


DOĞU EROĞLU

@DoguEroglu / [email protected]

İstanbul’da iki gencin cihada gidişinde rol oynadığı ileri sürülen sanıkların yargılandığı ilk duruşmaya İnsani Yardım Vakfı (İHH) bağlantısı damga vurdu. Mahkemenin bir ay önce tahliye ettiği sanığın ise ‘çatışma bölgelerine geçişleri organize ettiği’ ve ‘Kaide’ye adam kazandırma faaliyetlerinde yer aldığı’ ortaya çıktı.


Olcay Aksoy (Fotoğraf: Dilek Aksoy’un arşivinden)

İstanbul’da 2011’de cihada katılmak üzere Afganistan ve Pakistan’a gittikten sonra yaşamını yitiren Olcay Aksoy ve Mücahit Yağcı’yı örgütlediği ve cihada gidişlerini organize ettiği ileri sürülen şebekenin üyeleri hakkındaki ilk iddianame ailelerin şikayetinden yedi yıl sonra düzenlenebilmişti.

Davanın ilk duruşması 11 Mayıs 2018’de gerçekleştirildi. Tüm sanıklar, Aksoy ve Yağcı’nın cihada gidişiyle bağlantılı oldukları iddiasını reddederken üç sanık İHH bağlantılarından söz etti.

Cihada katılmadan önce Olcay Aksoy’un kaldığı Tuzla’daki İSMEM Öğrenci Yurdu’nda öğretmenlik yapan tutuklu sanık Ahmet Sarıoğlu, ‘tutuklulukta geçirdiği süre ve delillerin toplanmış olduğu’ gerekçesiyle tahliye edildi. Fakat duruşmanın bir ay sonrasında davaya bakan İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi’ne ulaşan Terörle Mücadele Daire Başkanlığı bilgi notunda, Sarıoğlu’nun geçmişte cihada gidişleri organize ettiği, örgütleme faaliyeti yürüttüğü, benzer faaliyetlerini hâlâ sürdürdüğü belirtildi.

Öğrenci evleri ve yurtları çevresindeki Kaide örgütlenmesinin araştırıldığı soruşturma, 2011’de Tuzla’daki İSMEM öğrenci yurdunda kaldığı sırada cihada katılmak üzere Pakistan’a giden Olcay Aksoy’un annesi Dilek Aksoy’un şikâyeti üzerine başlamıştı.

‘Eğitim almak üzere Mısır’a gittiği’ gerekçesiyle Türkiye’den ayrılan Mücahit Yağcı’nın babası Ahmet Ali Yağcı’nın, oğlunun Afganistan’a cihada gittiğine ilişkin şikâyeti de, Olcay Aksoy ve Mücahit Yağcı’yı cihada gönderen şahısların bağlantılı olduğunun anlaşılması üzerine 2011’de dosyaya eklendi.

Mücahit Yağcı 2011’de Afganistan’da hayatını kaybetti. Olcay Aksoy’unsa Pakistan’dayken yaşamını yitirdiği sanılıyor.

İSMEM’in internet sitesinden bir fotoğraf (Fotoğraftaki kişilerin yüzleri bulanıklaştırılmıştır)

Yıllarca derdest kalan soruşturmada 10 Kasım 2017’de gözaltına alınan altı kişiden üçü tutuklandı. 11 Mayıs 2018’de görülen ilk duruşmada ifade veren üçü tutuklu altı sanığın tümü, Olcay Aksoy ve Mücahit Yağcı’yla bağlantılı kişilerdi. Sanıklardan Ahmet Sarıoğlu, Olcay’ın Tuzla’daki İSMEM Öğrenci Yurdu’ndan öğretmeniydi. Mustafa Doğan, Hamza Serdar Canoğlu ve Gürkan Karalinç ise Kartal’da, Mücahit Yağcı’nın kaldığı öğrenci yurdunda çalışıyordu. Doğan aynı zamanda Acıbadem’de, öğrencilerin ders çalışmak için gittiği bir öğrenci evini idare ediyor, Karalinç ve Canoğlu da bu eve girip çıkıyordu. Bu isimlerle aynı çevreden Hasan Anbarkaya ise Afganistan’da ölen Mücahit Yağcı’nın hem Kadıköy İmam Hatip Lisesi’nden okul arkadaşı hem de akrabasıydı.

Üç sanıkta İHH bağlantısı

Mücahit Yağcı’nın ölümünden sonra Afganistan’dan gönderilen kişisel eşyalarını Yağcı Ailesine teslim eden Hasan Anbarkaya duruşmadaki ifadesinde, Yağcı’nın Afganistan’a gidişinde etkisi bulunmadığını söyledi, ancak kendisine yöneltilen bir soru üzerine Suriye’ye giriş çıkış yaptığını da aktardı: “2013 ya da 2014 yıllarında, İHH ile Bab el-Hava sınır kapısının yakınındaki, Suriye’deki mülteci kamplarına bir kere gittim. Bir hafta kadar orada kamplarda bulunanlara yardım ettim. Buralar örgütsel bir kamp yeri olmayıp bir örgütsel eğitim de almadım. Biz çıkış yapmadan önce bilgilerimizi İHH’ya verdik. Onların da Valilikten izin aldıklarını biliyorum. Sınır kapısından girdik. Herhangi bir illegal geçiş söz konusu değildir.”

Mücahit Yağcı’yı, çalıştığı öğrenci yurdundan tanıyan Mustafa Doğan da bir yardım organizasyonu kapsamında İHH’yla birlikte Somali’ye gidip geldiğini aktardı. Ancak İHH’yla ilgili esas soru işaretini yaratan, Mustafa Doğan ile aynı öğrenci yurdunda çalışan Hamza Serdar Canoğlu ve Doğan arasında geçen bir telefon görüşmesi ve Canoğlu’nun bu görüşmeye ilişkin savunması oldu.

‘Sizinki Allah’a kurban, dört ayaklı kurbanları bize bırakın’

İddianamede geçen 27 Mayıs 2012 tarihli görüşmede Mustafa Doğan’a Suriye’deki durumu anlatan Hamza Serdar Canoğlu, Hatay Cilvegözü Sınır Kapısının karşısındaki Bab el Hava yakınlarında mücahitlerin yanında kaldıklarını, rejimin bölgeyi bombaladığını, mücahitlerin kendisine de silah kullanmayı gösterdiğini söylüyordu:

Hamza Serdar Canoğlu: Allahu Ekber, Allahu Ekber!

Mustafa Doğan: Ne oldu? Bomba mı düştü?

Hamza Serdar Canoğlu: Helikopterle bombalıyorlar da!

Mustafa Doğan: Neredesin sen şu anda? İdlib’de misin, Halep’te misin?

Hamza Serdar Canoğlu: Dün İdlib’deydik. Bugün şeydeyiz, Türkiye sınırına yakın Bab el-Hava diye bir yer var, oradayız.

Mustafa Doğan: Bayramda da alçaklar devam ediyor yani bombalamaya?

Hamza Serdar Canoğlu: Ediyorlar, anlaşma dün bozuldu. Hiç durmadılar ki… Esed gitti bombaladı sağı solu. Şu anda tam hatta, mücahitlerin mekânında kalıyoruz. Gece onlarla beraberdik. Bu adamların dün 6 şehidi varmış, az önce gittiler onları almaya Halep’e. Yani onların yataklarında yattık, sen düşün yani. Yer yoktu; onlar gelmedi, biz de tam 6 kişi geldik. Onlar 6 kişi şehit olmuşlar dün. . . Adamlar müthiş, sabah burda tedbirat yapıldı. Ben de geçtim birkaç el atış yaptım. Öğrettiler bana; nasıl takılıyor, nasıl açılıyor, bütün şeyleri gösterdiler yani…

Mustafa Doğan: İyi maşallah. Allah yardımcınız olsun, Allah kolaylık versin.

Hamza Serdar Canoğlu: Valla güya kurban organizasyonu olarak geldik ama…

Mustafa Doğan: Başka kurbanlarla uğraşıyorsunuz işte siz de. Allah’a kurban. Bunlar daha önemli.

Hamza Serdar Canoğlu: Eyvallah ağabey, doğru söylüyorsun.

Mustafa Doğan: Dört ayaklı kurbanları bırakın, biz onlarla uğraşırız.

2009-2011 yıllarında Arapça öğrenmek için Şam’da bulunduğunu, 2012-2014 dönemindeyse 8-10 defa insanı yardım amacıyla İHH’yla birlikte Suriye’ye girip çıktığını söyleyen Hamza Serdar Canoğlu, Mustafa Doğan’la konuşmasının iddianamede çarpıtıldığını savundu: “Yanlış hatırlamıyorsam o tarihte altı kişilik bir ekiple İHH’nın yardım organizasyonu faaliyetinde Suriye’ye geçtik. İHH bu faaliyetler çerçevesinde Suriye’de bulunan ve ÖSO bünyesindeki genel gruplarla birlikte hareket etmekteydi. Onların gözetiminde kamplara gidiyorduk. Bu kamplar Özgür Suriye Ordusunun kullandığı kamplardı. Konuşmanın olduğu gün biz yine ÖSO’dan gelen gruplar ile gideceğimiz kampa hareket halindeyken gelen helikopterler ile varil bombası saldırısına maruz kaldık. Konuşma bu bağlamdaydı. . . Biz oraya kurban organizasyonu için gitmiştik. Bir anda varil bombası saldırısına maruz kalınca ‘Biz niçin geldik, neyle karşılaştık’ şeklinde Mustafa’yla aramızda bir konuşma geçti. . . Yine kampta kalırken iki-üç genç ÖSO mücahidi bir boşlukta bir hedefe doğru ateşe etmekteydiler. Bize seslenerek ateş etmek isteyip istemediğimizi sordular. Ben de “Olur” dedim. Bir silah verdiler. Ancak içerisinde mermi yoktu. Şarjör takma ve çıkarmayı da gösterdiler. Konuşma içeriği buna ilişkindir.”

Not: Canoğlu ile Doğan arasındaki ifadelerden, görüşmenin 2012’de Kurban Bayramı sırasında gerçekleştirildiği anlaşılıyor. Fakat iddianamede görüşmenin 27 Mayıs 2012 tarihli olduğu aktarılıyor. Oysa 2012’de Kurban Bayramı, 25-28 Ekim 2012 tarihleri arasındaydı. Dolayısıyla iddianamede bu tarih sehven 27 Ekim 2012 yerine 27 Mayıs 2012 olarak aktarılmış olabilir. O tarihlerde İHH ve Haksöz Haber internet sitelerinde Kurban Bayramı bağış çalışmalarından bahsedilmesi, aynı dönemde Kurban Bayramı ateşkesinin delindiğine ilişkin haberler yayınlanmış olması da bu ihtimali güçlendiriyor.

Emniyete göre altı sanıktan üçü Kaide’yle ilişkili

2014’te hazırlanan polis fezlekesinden bir görüntü (Fotoğraf: Doğu Eroğlu)

Sanıkların Kaide’yle bağlantılı olup olmadığına dair mahkemenin emniyete yazdığı müzekkerenin yanıtıysa duruşmadan üç hafta sonra geldi. Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanlığı’ndan gelen 11 Haziran 2018 tarihli yanıtta, davanın altı sanığından üçünün Kaide’yle bağlantılı olduğu belirtildi. Mücahit Yağcı’yı çalıştığı öğrenci yurdundan tanıyan Mustafa Doğan TEM’e göre, “2007-2008 yıllarında el-Kaide üst düzey yöneticileri arasındaki kuryelerin düzenlemelerini/planlamalarını yapan Basir Şebekesi üyesiydi.” (TEM’in Başir Şebekesi tanımı, 2015’te ölen Yemen Kaidesi liderlerinden Nasır el Vuhayşi’yi işaret ediyor olabilir. El Vuhayşi’nin Kaide içinde kullandığı künye Ebu Beşir’di). Mücahit Yağcı’nın Kadıköy İmam Hatip Lisesi’nden arkadaşı Gürkan Karalinç de TEM’e göre aynı şebekede görev alıyordu.

Emniyetin bilgi notunda, Hasan Anbarkaya’nın ‘çatışma bölgeleriyle bağlantılı şahıslarla iltisakının bulunduğu’ belirtilirken, Hamza Serdar Canoğlu’nun Kaide bağlantısına yönelik bilgiye rastlanmadığı kaydedildi. Cihada katıldıktan sonra hayatını kaybeden Olcay Aksoy’un ağabeyi Onur Aksoy’un ise sadece İSMEM’den öğretmeni Ahmet Sarıoğlu’yla bağlantısının bulunduğu ifade edildi.

Emniyet raporundan önce tahliye

Olcay Aksoy’un İSMEM’de tanıştığı öğretmeni Ahmet Sarıoğlu hakkındaysa TEM’in değerlendirmesi şöyleydi: “Geçmiş dönemde çatışma bölgelerine geçişleri organize ettiği, el-Kaide’ye adam kazandırma faaliyetlerinde yer aldığı, Basir Şebekesi üyesi olduğu, halihazırda çatışma bölgeleriyle bağlantılı faaliyetlerine devam ettiği ve radikal unsurlarla iltisaklı olduğu…”

Emniyete göre Kaide ilişkili faaliyetlerine hâlâ devam eden Sarıoğlu, Olcay’ın Pakistan’da bulunduğu tahmin edilen Mayıs 2012’de aralarında geçen konuşmaya mahkemedeki savunmasında tam manasıyla açıklık getirmedi. Pakistan’da bulunan Olcay Aksoy telefon görüşmesinde Ahmet Sarıoğlu’na, “Burada da bayağı tanıdıkların var” diye sesleniyordu:

Olcay Aksoy: Burada da bayağı tanıdıkların var ha!

Ahmet Sarıoğlu: Neyse, hayırlısı olsun inşallah.

Olcay Aksoy: Ya bırak ihtiyat yapmayı. Allah Allah! İhtiyat, ihtiyat! Nereye götürecek bu ihtiyat yahu! Allahu Ekber!

Ahmet Sarıoğlu: Hayırlısı olur inşallah.

Olcay Aksoy: Vallahi Hocam ben aradım da, şey yani… Anladın mı yani, senin hakkın bizim üzerimizde çok. Hakkını ödeyemeyiz. Burada olmazsa cennette buluşuruz.

Olcay Aksoy’la aralarında geçen konuşmayı kabul eden Sarıoğlu görüşme hakkında, “Ben zor şartlarda çalıştığım için bir an önce telefon kapanıp üzerime bir şey devrilmesin diye acele ile sorduğu sorulara kısa kısa cevaplar verdim, tahminimce o bunu yanlış anlayarak ihtiyattan bahsetmektedir” açıklamasını yaptı.

TEM’e göre hâlâ Kaide’yle ilişkili faaliyetlerini sürdüren Sarıoğlu, ‘tutuklulukta geçirdiği süre ve delillerin toplanmış olduğu’ gerekçesiyle tahliye edildi.

İstanbul’daki El Kaide örgütleyicilerine yedi yıl sonra dava

Dışişlerinden ABD’nin El Kaide suçlamasına tepki: Provokatif ifadeler protesto edildi

ABD’den Türkiye’ye ‘El Kaide’ suçlaması: Bazıları yüzlerini başka tarafa çeviriyor

Esad’dan Erdoğan’a: Duygusal olarak IŞİD ve El Kaide’ye bağlı

Filed Under: Diken özel, VPN Haber

SON HABERLER

Ankara’nın seğmen kıyafeti tescillendi

Ankara Büyükşehir Belediyesi, Türk Patent ve Marka Kurumu'na başvurarak … Devamı...

Yapay zeka suçun işleneceği yeri önceden tahmin edebildi

ABD'de suç oranlarını ve yerini tahmin edebilen yapay zeka modeli … Devamı...

Türkiye, Haiti devlet başkanı suikastının zanlısını iade etmedi

Türkiye, Haiti Devlet Başkanı Jovenel Moise suikastına karıştığı iddiasıyla … Devamı...

Özdağ’ın ‘iç savaş’ çıkışı İçişleri’ni kızdırdı: Suç duyurusunda bulunacağız

İçişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Çataklı, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit … Devamı...

170 yıldır göz önündeydi; yeni keşfedildi

Britanya'daki Kraliyet Botanik Bahçesi Kew'da, 170 yıldır 'göz önünde' olan … Devamı...

Boğaziçi’nde tepkiden çekinen ‘kayyım’, mezuniyete katılmadı, odada ödül dağıttı

MEHMET BARAN KILIÇ @MehmetBaranKl [email protected] Boğaziçi … Devamı...

Banka karlarını coşturan tahvile Merkez’den ‘müdahale’ geldi

Merkez Bankası (MB), TÜFE endeksli kıymetlerin iskonto (indirim) oranını … Devamı...

Elliot Page paylaştı: Pasaport fotoğrafımı seveceğim hiç aklıma gelmezdi

Oyuncu Elliot Page Instagram'dan çoğu kişinin kimsenin görmesini … Devamı...

Rusya: Ukrayna şehrimize füze attı

Rusya'nın Ukrayna sınırında bulunan Belgorod şehrine füze saldırısı … Devamı...

Gürcistan’da ‘hükümet istifa’ çağrıları

Gürcistan'da hükümete karşı protesto yürüyüşü düzenlendi. 3 Temmuz Pazar … Devamı...

Denizlerden gelen bir iyi niyet vardır: Soma için ‘Kürek Kürek Türkiye’
Stratejist Özkiraz: Pervin Buldan HDP’ye yüzde 1.5 oy kaybettirdi

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 1706 gündür hapiste

YAZARLAR

Oyun büyük yeğen

Bahadır Kaynak

Neden bu kadar öfkeliyiz?

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Sedat Peker meselesi ve içine düştüğümüz sefalet

Levent Gültekin

Türkiye demokrasisinde siyasetçilerin halktan uzaklaşmaması mümkün mü?

Murat Sevinç

AKP neden oy kaybediyor?

İhsan Dağı

Cüneyt Arkın’ın ardından: Baş ucundaki ekmeğe bakarak uyumak

Azime Acar

Başka bir Cüneyt Arkın: Oğlum, İkinci Yenicilerle düştük kalktık biz gençliğimizde

Mustafa Dağıstanlı

GÜNÜN 11’İ

Arif Kızılyalın: Görünen o ki altılı masa artık tüm konularda anlaştı

Hasan Basri Yalçın: NATO’nun içi boşalacak gibi duruyor

Mustafa Karaalioğlu: Son anda bir mutabakatsızlık enerjiyi alıp götürebilir

Can Ataklı: Cumhurbaşkanlığı helikopteri AKP’li yöneticiler için dolmuş görevi yapıyor

Rahmi Turan: İktidar, hala ‘Durumu bizden başka kimse düzeltemez’ havasında

Murat Muratoğlu: Neden sendikalar var?

Şeref Oğuz: Asgari ücret enflasyonu azdırır

Aziz Çelik: Asgari ücretin 1970’lerdeki düzeyi korunsaydı

Remzi Özdemir: Politikacılar ortaya çıkıp enflasyon bütün dünyanın sorunu diyecekler

İbrahim Kahveci: Asgari ücrete zam yapılmasının tek nedeni var

Alaattin Aktaş: Bir iktisat teorisini daha alt üst etmeyi başardık!

Mandalar günün dört saatini nehirde geçiriyor: Amaç süt verimini artırmak

Yeni Zelanda tartışıyor: Nereye s*çacaklar?

Yanlışlıkla hesabına maaşının 330 katı yatan işçi kayıplara karıştı

Kırşehir’in ‘koku vadisi’ ziyaretçilerini bekliyor

Ödünç aldığı oklarla beş madalya kazandı

Hakemden hakeme yeşil sahada evlenme teklifi

Ölmeden önceki son dileği gerçek oldu: Atıyla, kaldığı merkezin bahçesinde buluştu

Beş kez ikiz babası oldu: Çocuklarını yalnız büyütüyor

Konser için 7 bin 700 kilometre yol kat ettiler; iptal edildi

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SANAT
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
  • AGORA
  • DİKEN’E TAKILANLAR
  • BİRİNCİ SAYFALAR
  • GÜNÜN 11’i
  • AKŞAM POSTASI
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 5 YAŞINDA
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
  • E-mail
  • Facebook
  • Google+
  • Pinterest
  • RSS
  • Twitter
  • Vimeo
  • YouTube

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi