Ali DAĞLAR
Mardin’in Nusaybin ilçesinde yaşanan çatışmaları gerekçe gösteren İstanbul valiliğinin kentin tamamında bir aylığına stand açmadan mitinge kadar dahil her türlü etkinliği yasakladığına dair haber bilmeceye dönüştü.
Halkevleri Hukuk Dairesi avukatları “Yasağın hakim kararı alınmadan, tüm demokratik hakları askıya alarak uygulamaya konulması kabul edilemez” diyerek İdare Mahkemesi’nde iptal davası açtı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü (İEM) ise “Bahse konu haberlerle ilgili Mülki Amirlik sınırlarında geçerli alınmış bir karar bulunmamaktadır, itibar edilmesin” diye açıklama yaptı. Son açıklama ise hakim kararı olmadan fiili yasağın uygulandığını savunan Halkevleri Hukuk Dairesi’nden geldi: “İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün açıklaması gerçeğe aykırı, itibar edilmesin!”
Gözaltı sırasında ortaya çıktı
Yasak, 27 Mart Pazar günü DİSK Dev- Sağlık İş üyelerinin Beşiktaş’ta yaptığı yürüyüşte gözaltına alınmaları sırasında İEM tarafından düzenlenen ‘Olay, Yakalama ve Savcı Görüşme Tutanağı’ ve Anadolu Cumhuriyet Savcılığı’nın ‘Sorgulama Tutanağı’yla ortaya çıktı.
Valiliğin İEM’e gönderdiği yasak kararının 15 Mart’tan bu yana uygulandığı anlaşılan yazıda şöyle deniyordu: “Milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlemesinin önlenmesi ve başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması başlığı adı altında yer alan; Herkes önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüş düzenleme hakkına sahiptir. Toplantı ve gösteriş yürüyüş hakkı ancak, milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlemesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabileceği ifade eden Anayasanın 34.maddesi, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunun 10-17-23-32 maddeleri ile Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun uygulanmasına dair yönetmeliğin 5. Maddesi, 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu 11/A ve 11/C maddelerinde öngörülen sınırlandırma ve yasaklama şartları doğrudan ve açıkça oluşturduğu değerlendirilen eylemlerin gerçekleşmesi durumunda, meydana gelebilecek istenmeyen neticelerin engellenebilmesi için İl Merkezimizde ve tüm İlçelerimizde 15.03.2016 Salı günüden itibaren otuz gün süreyle yapılması planlanan her türlü toplantı ve gösteri yürüyüşü, basın açıklaması, miting, stant açma, çadır kurma etkinliklerini yapılması yasaklandığı bildirilmiştir.”
Yasağa iptal davası: Polis devletine doğru adım adım
Halkevleri Hukuk Dairesi avukatları yasağı mahkemeye taşıdı.
Nöbetçi İdare Mahkemesi’ne yapılan başvuruda, 27 Mart’taki eylemde 2911 sayılı yasaya muhalefet olmamasına rağmen yapılan gözaltının gerekçesi olarak İstanbul valiliğinin kentte yapılan tüm toplantı gösteri yürüyüşü ve basın açıklamalarının yasaklamasının gösterildiği belirtildi.
Başvuruda şöyle dendi: “Eylem yasağının 12 Eylül mahsulü 2911 sy. yasanın antidemokratik uygulamaları AİHM’de defalarca mahkum olmuş (ilgili/ilgisiz) 10-17-23-32. maddelerine dayandırılması hukuksuzdur. Valiliğin görevi basın açıklaması yapanları yasaklamak değil, Ankara ve Suruç katliamlarında olduğu gibi demokratik haklarını kullanan kişileri bombalı saldırganlara karşı korumaktır. Yasal bir dayanağı olmayan uygulama, polis devletine doğru adım adım gidilmesini amaçlayan, temel hak ve özgürlüklere aykırı, muhalefeti baskı altına almayı amaçlayan bir işlem. Türkiye’nin taraf olduğu AİHM kararları açıkça ihlal eden, demokratik toplum düzenini baskı altına alma amaçlı uygulamalar bir an önce iptal edilsin!”
İEM: ‘Yasak yok’; avukatlar: İEM’e itibar etmeyin
Avukatların yasağı dava etmesinin ardından İEM bugün şu yazılı açıklamayı yaptı: “Bazı basın yayın kuruluşlarında ‘İstanbul’da sıkıyönetim’ başlığıyla yer alan haberler ile ilgili olarak kamuoyunu bilgilendirme ihtiyacı duyulmuştur. Bahse konu haberler ile ilgili olarak İstanbul Valiliğince mülki amirlik sınırlarında geçerli alınmış bir karar bulunmamaktadır. Söz konusu yasaklama kararı, Mardin Valiliğince alınan bir karar olup bu tarz haberlere itibar edilmemelidir.”
Halk Evleri Hukuk Dairesi de İEM’in bu açıklamasına şu yazılı açıklamayla yanıt verdi: “İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından düzenlenen, ekte sunduğumuz ‘Olay, Yakalama ve Savcı Görüşme Tutanağı’ ile Anadolu Cumhuriyet Savcılığı’nın Sorgulama Tutanağı’ndan görüleceği üzere, söz konusu yasaklama kararı emniyet tarafından uygulanan, göz altılara gerekçe olan ve savcılıklar tarafından da dikkate alınan bir karardır. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün basın duyurusu gerçeğe aykırı olup, bu tarz haberlere itibar edilmemelidir. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden ‘bu tür haberlere itibar etmeyin’ demek yerine, kararın temel hak ve özgürlüklere aykırı oluğunu açıklayarak geri çekmelerini, toplantı ve gösteri özgürlüğüne uygun davranmalarını bekliyoruz.”