İstanbul Modern’i Beyoğlu’ndaki geçici mekanına taşınmadan önce ziyaret etmek için son haftaya girildi.
14 yıldır süreli ve sürekli sergi salonları, fotoğraf galerisi, eğitim ve sosyal programları, kütüphane, sinema, restoran ve mağazasıyla Karaköy’deki 4 numaralı Antrepo’da faaliyetlerini sürdüren Türkiye’nin ilk çağdaş sanat müzesi İstanbul Modern, 18 Mart Pazar itibariyle ziyarete kapanıyor.
İstanbul Modern’in yeni müzesi tamamlanana kadar tüm faaliyetlerini sürdüreceği Beyoğlu’ndaki geçici mekânı ise mayıs ayı içinde ziyarete açılacak.
Müze taşınmadan görmeniz gereken dokuz yapıtı derledik…
1. Sarkis’in Büyük Zamanları Önünde Raks Eden Maymun Kafataslı Heykel, 1989-2009
“Gazino şarkıcılarının adları gibi, sanatımdaki dönemlerim de neonlarla yazıldı. Önlerinde maymun kafataslı bir Afrika heykeli raksediyor.”
Sarkis bu sözlerle anlattığı çalışmasını 2009’da İstanbul Modern’deki ‘Site’ adlı kişisel sergisi için gerçekleştirmişti.
2. Your Solar Nebula, 2015
Olafur Eliasson’un çalışması 321 adet cam küreden oluşur. Su damlalarını veya gözyaşı gibi doğal oluşumları hatırlatan kürelerin her birinin arkasında üç renk vardır. Farklı boyutlardaki kürelerin tamamı, yıldızların yan yana gelerek oluşturdukları sarmal galaksiyi andıran bir şekilde dondurulmuş gibidir.
3. Morgenthau Planı, 2012
Anselm Kiefer’in yapıtı, adını, 1944 yılında ABD tarafından önerilen ve II. Dünya Savaşı sonrası Almanya’nın bir sanayi ülkesi olmak yerine tarımcılığa yönelmesini amaçlayan Morgenthau Planı’ndan alır.
4. Korkunç Köpekbalığı, 2011
Mark Bradford, genellikle Amerikan yaşamındaki ırkçılık, cinsel kimlik, toplumsal sınıf ayrımları ve göçmenlik gibi konuları ele aldığından, seçtiği konu üzerine afiş ve ilan gibi sokak çıktılarını kullanır.
5. Sarıkırmızı Turuncu, Mavikoyuya döner
Georg Baselitz’in çalışmasında güçlü fırça darbeleriyle yarattığı deformasyona uğramış, baş aşağı duran imgeler, geçmişte yaşadığı sürece ve bugünün kurgulanmış karamsarlığına karşı tepki niteliğindedir.
6. Uçan Bahçe/Hava-Limanı-Şehri, 2007
Tomas Saraceno’nun 2007’de gerçekleştirdiği ‘Hava-Limanı-Şehri’ projesi kapsamında bulunan, hava yastıkları ve ağ kullanarak şekillendirdiği bu yerleştirmesi hafif ama kütlesel bir yapıyı yansıtır. Sanatçı, sınırları çizilmiş şehir planlarının, insanların birbiriyle kurduğu ilişki modellerinin, mülk ve milliyet kavramlarının yaşanılan topraklar üzerindeki sınırlayıcılığına mimari önermeler sunar.
7. Soyut Kompozisyon, 1947-1949
Nejad Melih Devrim’in yağlıboya tablosu, Türkiye’de soyut resme yönelen bir ressamın elinden çıkmış en erken tarihli resimdir. Geometrik alanlara bölünen yüzeylerin ritim ve denge içerisinde birbirini tamamladığı resimde renk, doğadaki herhangi bir imgeyi çağrıştırmayan özgür bir kullanıma sahiptir.
8. Kalenin Düşüşü (Diptik), 1982
Türkiye resminde İslami düşünce geleneğini tasavvufi bir yönelimle çalışmalarına aktaran Erol Akyavaş, Batı akılcılığı ile Doğulu dünya görüşü arasında kendine özgü bir sentez geliştirmiş nadir sanatçılardan biridir.
9. 3 Erkek, 4 Kadın, Ziyaretçiler, 1989
Keskin bir ironi ve mizah anlayışıyla cinlerden, canavarlardan, doğadışı varlıklardan ve insanlardan oluşan bir canlılar albümü yaratan Ömer Uluç, modern sanatın keşif ve araştırma ruhunu sürekli taze tutan sanatçılardan biridir. Ritmik fırça hareketleriyle belirginleştirdiği helezonlar, yılankavi sarmallar ve spirallerle yumağı andıran gövde ve yaratıklar oluşturan sanatçı, erken dönem çalışmalarından bugüne, kendine özgü bir imge ve anlam sorunsalı yaratmıştır.