Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Ülkemizde siyasi tansiyon düşmek yerine artmaya devam ediyor. Daha tuhafı şu: Bu tansiyon artışı ülkemizi yöneten Tayyip Erdoğan iktidarının pek de umurunda gibi durmuyor. Bir türlü durmayan dolar talebi Merkez Bankası’nın neler pahasına oluşturduğu negatif devralıp pozitife çevirdiği rezervi yeniden kırmızı çizgiye yaklaştırdı. Önümüzdeki haftalarda net rezerv yeniden eksi bakiyeye geçecek olursa kimse şaşırmayacak gibi duruyor.
Normalde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın çıkıp ülkede siyasi tansiyonu yükselten bu adli operasyonların siyasetle bir bağının olmadığını, savcılıklara talimat vermeleri gibi bir durumun bulunmadığını anlatması lazım. Yani siyasetle adli operasyonları, siyasetle ekonomik tedirginliği birbirinden ayırmaya gayret etmeli.
Ben kendi adıma cumhurbaşkanı’lnın erken seçimden kaçınmak için elinden geleni yapacağını düşünüyorum ama mevcut siyasi gerginliğin yegane faturası ekonomik de olmayabilir. Ekrem İmamoğlu’nun hapiste olduğu ve seçimde Tayyip Erdoğan’a karşı yarışamaz hale getirildiği bir ortamda, PKK’nın silah bırakmasını Türk halkına bir zafer olarak satabilir misiniz? Öcalan’a İmralı’da 3+1 ev yapılırken İmamoğlu’nun dört metreye dört metre hücrede durmasını nasıl anlatabilirsiniz? Rasyonel düşünceyle, mantık yürüterek iktidarın nihai planını anlamaya imkan yok.