En yakın arkadaşlarımdan biriyle aynı eve taşınmayı düşünüyoruz. İş çıkışı buluşup olası sorunları önlemek üzere mini bir anayasa oluşturmaya karar verdik. Kişisel alanlar, saatler, gürültü, partiler, müzik gibi başlıklarda konsensüs sağlanınca diğer konulara geçtik. Birbirimizin sınırlarını bulmayı hedefleyen sorular soruyorduk; cevaplar hızla veriliyor, hiçbir duraksama olmuyordu.
Taa ki bana “HIV pozitif olsam benimle yaşamak konusunda tereddüt eder miydin?” diye soruncaya kadar… Durmak ne kelime, dondum. Başladım gözler dolu dolu “Böyle bir şey nasıl aklına gelebilir yoksa HIV pozitif misin? N’olur bana doğruyu söyle” demeye… “Işıl, öyle bir şey yok. ‘Sınırları bulalım’ dedin diye aklıma geldi. Olsa bile sen bunu ne sanıyorsun? Her an herkesin başına gelebilir. Bu AIDS ile aynı şey değil, biliyorsun değil mi?” diye sordu. Bakışlarımı görünce ekledi, “HIV değişeli çok oldu ama belli ki senin kafan HIV pozitif eşittir AIDS’te kalmış. Hazır 1 Aralık Dünya AIDS günü geliyor. Kırmızı Kurdele İstanbul ile röportaj yap; hem kendine hem senin gibilere bir iyilik yapmış olursun.”
Hemen Kırmızı Kurdele İstanbul’un kurucusu Arda Karapınar’a ulaştım.