Henüz halk, “Zamların geri alınması” gibi bir taleple sokaklara dökülmüş değil. Ama kahveler, çay ocakları, halk ekmek kuyrukları, işçi-emekçi servisleri, dost-ahbap-akraba ziyaretleri, şu ya da bu nedenle kitlelerin az çok toplandığı her yerde insanların baş gündemi, enerjiye ve başlıca tüketim mallarına yapılan fahiş zamlar!
Nitekim pazartesi günü toplanan kabine, bu hoşnutsuzluğu duymuş olmalı ki, kabine toplantısı sonrasında yaptığı rutin açıklamada Cumhurbaşkanı Erdoğan; “Vatandaşlarımızın şikayetleri üzerine ilgili kurumlara elektrik faturalarının yeniden düzenleme talimatını verdik. Bu çerçevede aylık tüketimi 150 kilowattan 210 kilowata çıkartıyoruz” diye müjdeledi!
Son aylarda yaşananlar daha açıkça göstermektedir ki, eğer zamlara karşı bir mücadele olmazsa, TİS’ler, asgari ücrete yapılan zamlar ya da maaş ve ücretlerde çeşitli biçimlerde artırmalar, iktidar ve patronlar tarafından, “Kaşıkla verileni kepçeyle geri alma” mekanizması olarak kullanılarak geri alınmaktadır. Dolayısıyla zamlara karşı mücadele sadece ücretlere ve maaşlara “ek zam” ile temel ihtiyaç mallarına yapılan zamların geri alınmasıyla sınırlı bir mücadele değildir.