Evet, batıyı, “Beyaz-Hıristiyan” dünyayı eleştirirken böyle insanlık dışı bir saldırıya karşı onlar da mücadeleye çağırılıyor. Hatta, “Eğer tutum almazsanız yarın siz de hedef olursunuz!” diyen klişe cümleler kuruluyor ama, toplam açısından bakıldığından “Terörizme karşı sadece biz mücadele ederiz”iddiası öne çıkarılıyor. “Beyaz ırk” ve “Hıristiyan” nüfusu fazla olan ülkeler, “Sizin tavrınız sahte”denilerek dışlanıyorlar!
Oysa ortada bir ırk ve din temelli bir terörist saldırı varsa, bu saldırıya doğrudan hedef olanların değil de asıl olarak da saldırganın mensubu olduğu din ve ırktan olan halkların, ülkelerin karşı çıkmasının önemli olduğu, yaşadığımız yüzyılın en önemli dersidir.
Bu ders bize gösteriyor ki; bütün İslam aleminin başına çullanması, ona sövüp sayması, onun üstünden “beyaz-Hristiyan” nüfuslu ülkelerle kavga etmesi, terörist Tarrant’ın en çok isteyeceği şeydir. Çünkü bu Tarrant için, “beyaz-Hıristiyan” dünyanın desteğini kazanmak için daha çok neden demektir.
Tarrant’ın en istemediği şey ise, kendisine “beyaz-Hıristiyan” dünyadan geniş bir karşı çıkışın olmasıdır. Çünkü bu, kendisini kazanmayı amaçladığı yığınlarla karşı karşıya gelmesi demektir.