Hayatın Sesi’ne kapatmayla başlayan ve cezalarla süren düşmanlık boşuna değil. Çünkü iktidarı elinde bulunduran egemenler ve onların siyasi temsilcilerinin en çok korktuğu şey halkın gerçekleri bilmesi, onların yalanlarına inanmamasıdır.
Bunun içindir ki; medyanın yüzde 95’ini “yandaş” ve “yancı” medya olarak ellerine geçirdikleri, onlarca gazete ve TV’yi kendilerini rahatsız eden gerçekleri gündeme getirdikleri için kapatmalarına karşın bir türlü rahatlayamıyorlar. Bu yüzden de kamuoyuna gerçekleri açıklayan televizyon kanalı olarak basın tarihimizde onurlu bir iz bırakan Hayatın Sesi’ni cezalandırmaya, kapatıldıktan sonra da devam ediyorlar. Ki, elbette burada amaç, sadece Hayatın Sesi’nin yöneticilerini cezasız bırakmamak değildir. Böylece ülkeyi yönetenler aynı zamanda, bugün hâlâ gerçeğin peşinde koşan, kara propagandayla üstü örtülmek istenen gerçekleri yazmaya, gündeme getirmeye devam eden gazetecilere gözdağı vermek istemektedir.