Batılı rejimlerin Türkiye gibi ülkelerinin içişlerine karışması yeni değil. Düne kadar kredinin musluğunu sonuna kadar açtıkları AKP’ye yönelik çeşitli dönemlerde benzer uyarılar yapıldı. Ancak o dönemde koparılmayan fırtına şimdi koparılmaya başlandı.
Meselenin birçok boyutu olsa da mesele şu ki, Erdoğan ve rejimi artık Batı dünyası için vazgeçilmez değil. “Baş düşman” Rusya ile iş tutan, zaman zaman kontrolden çıkma emareleri gösteren, bir dediği diğerini tutmayan bir lider artık eski gözdeliğini kaybetmiş durumda. Saray rejimi de bunun farkında.
Günün sonunda Saray rejimi krizi fırsata çevirmeye çalıştı. Gözler 30 Ekim’de yapılacak Roma’daki G20 Zirvesi’ne çevrilmişken Saray’ın bu “imal edilmiş kriz” üzerinden yükselen dalgalar üzerinden yaptığı sörfün ömrü bir sonraki dalgaya kadar. Ankara ile Batı arasındaki kriz daha büyük dalgalanmalara gebe.
Makarayı başa çevirecek olursak. Zapsu o tarihi toplantıda ne demişti: “(Erdoğan’ı kastederek) Burada ve Avrupa’da bundan yararlanmalısınız. Teklifim budur.” Görünen o ki teklif hala geçerli.