Suriyeli sığınmacılar meselesinin ideolojik tartışma konusu yapılması, argümanların bilhassa ümmet, ensar, muhacir vs. kavramlarıyla ifade edilmeye çalışılması bazı kesimlerde farklı kaygılar uyandırıyor. Sayıları 5 milyonu bulan Suriyelilerin ve sayılarının yine 5 milyonu bulmasından endişe edilen Afganistanlıların “Türkiye’nin demografisini dönüştürmek için” bir araç olarak düşünüldüğüne ilişkin komplo teorilerine kapı aralıyor.
Muhakkak ki bir paranoyadan söz ediyoruz burada ama toplumdaki göçmen hassasiyetinin kökenlerini anlamak bakımından önem taşıyor bu detay da.
Benzer şekilde Afgan göçmenler konusu da anlaşılması zor bir mesele. Bu insanların üç bin km. yolu ellerini kollarını sallayarak yürüyüp gelmiş olmaları ne kadar normal? İran’ın doğu sınırlarından girip batı sınırlarından çıkan yüzbinlerce insanın göçü Tahran yönetiminin haberi olmadan mı gerçekleşiyor? Türkiye’yi yönetenler bunu İran’a hiç sormuyorlar mı? Türkiye ile İran arasındaki sınır çok geniş olduğu için geçişlerin kontrol edilemediği izahı ne kadar kabule şayan? Öyleyse İran’da toplumsal bir kargaşa olsa ne olacak? İran nüfusunun yarısı buraya mı gelecek?