Mevcut iktidarın, normal şartlarda kendi tabanının da tepkisini çekmesi gereken yanlışlarını “Biz aslında dinî bir mücadele veriyoruz” iddiasıyla örtme stratejisine odun-kömür yetiştiren “laik muhalefet” yalnızca CHP’nin sorunu değil, sağ-muhafazakâr siyasetçilerin de sorunu. “Laik” kesimdeki kibirli bakış ve Çağdaş Yaşam’cı at gözlüğü halkın değerlerini önemsemeyen hoyrat bir dille birleştiğinde iktidara yönelik eleştirilerin haklılığı veya haksızlığı önemini kaybediyor. Dindarların büyük çoğunluğunun iktidara yönelik eleştirileri dine karşı saldırı olarak algılamasına yol açıyor. Dolayısıyla sağ-muhafazakâr siyasetçilerin iktidara yaptıkları muhalefet de bu insanlarca “ihanet” olarak görülebiliyor.
Bu bakımdan İYİ Parti’den Gelecek Partisi’ne, Saadet’ten DEVA’ya muhalefetteki sağ-muhafazakâr partiler söz konusu kesimin korkularına ve endişelerine yönelik bir güvence ifade edemedikleri takdirde seçim sath-ı mailinde köpürtüleceği kesin olan bir dindarlık-laiklik kavgasının sonuçları ülkemiz açısından hayırlı olmayabilir.