O sabah Bülent Utku’yu gördüm gazete de. Tutukluluk hali bitmişti.
Avukat kimliğiyle Silivri’de tutuklu bulunan Akın Atalay, Murat Sabuncu, Kadri Gürsel ve Ahmet Şık’ı ziyarete gidecekti Mustafa Kemal Güngör’le birlikte. Umut ve umutsuzluğun kol gezdiği bir ülkede yaşıyoruz, kim ne derse desin.
Tüm bunlara inat umudumuzu yitirmemek için çabalıyoruz. Dört arkadaşımız hâlâ tutuklu… Hani kimi kaçışlar, zamansız bekleyişler vardır, iklimleri bile alıp götürürler yaşamımızdan. Hani kimi aşklar vardır sonsuzluğun içinde…
Şiirler vardır çok şeyi anlatan:
“Sana gitme demeyeceğim
Üşüyorsun ceketimi al
Günün en güzel saatleri bunlar
Yanımda kal…”
Demir sürgülü kapının ardında bir hayat sürer kimi zaman hüzünlü kimi zaman umutlu… Kendinle hesaplaşma vakti ey sevgili…
Görüş kısa sürer, ayrılmak istemezsin… Kendini rüzgârlara bırakmış ışıklarla ıslak rotaları çizilmiş yollar. Bir hafta sonra görüşmek üzere…