DR. ZEYNEP SENA AĞIM
DR. VELİ VURAL USLU
“Artist mi, artist ne arar pazarda?” diyebilirsiniz. Ama durum şu: Muğla’nın, Ortaca ilçesi pazarında gezerken tontiş bir teyze, zeytin yağı sabunu satan diğer ablayla konuşurken çok önemli bir noktaya parmak basıyor: “Yeni yeni elecciler (alerjiler) çıkaadilar evladım, moda olmuş diyolla. Hiç yoktu bunlaa.”
Evet teyzemin gözlemleri bilimsel makaleler tarafından da destekleniyor. İngiltere’de yapılan bir çalışma 1990’dan 2005’e kadar geçen sürede alerjilerin yüzde 700, yani yedi kat arttığını gösteriyor. Hem de 15 yıl gibi bir sürede. Bu nasıl olabilir sevgili okurlar?
Ben Dalaman Ortaca’da 90’larda büyüdüm. Hava güzelse sokakta, kötü havalarda arkadaşların evine giderdik. Komşumuz Sultan teyze, beraber büyüdüğüm arkadaşım Semih’in annesi, evde ne yemek varsa bütün çocuklara ikram ederdi. Hepimiz yerdik, kimseye de sormazdı badem alerjisi olan var mı, laktoz ve fruktoz intoleransı olan var mı? O zaman laktozu, intoleransı bilen mi var? Bizim şimdi ABD’de, Almanya’da arkadaşları akşam yemeğe çağırmadan önce kimin neye alerjisi var onu öğrenmemiz gerekiyor ki yemekleri ona göre yapalım, geceyi hastanede bitirmeyelim. Herkesin kafasında aynı soru, neden alerjiler artıyor? Bu hafta cevabı sizler için araştırdık.
Öncelikle alerjinin ne olduğunu anlatarak başlayalım. Alerji bağışıklık sistemimizin neyin tehlikeli olup olmadığını anlayamamasından kaynaklanan bir durum.
Normalde bağışıklık sistemi hücreleri bakterilerin, mantarların üzerinde bulunan bazı molekülleri tanır, hemen bir imdat sinyali yayar. Bu imdat sinyali cilde yakın yerde olursa kızarıklık ve kabarma olarak görünür. Bağışıklık sistemi yanlışlıkla polenleri, fıstıkta bulunan proteinleri, sütte bulunan laktoz şekerini görünce sanki bakteri görmüşcesine imdat tuşuna basar. Sonuç, deride kaşıntı, gözyaşı salgılanması, hatta bazen şişlik yerine ve derecesine göre nefes alış verişinin zorlaşması gibi yaşam kalitesini ciddi olarak etkileyebilecek çeşitli düzeyde alerji dediğimiz reaksiyonlar ortaya çıkar.
İşte bu alerjik reaksiyonların neden arttığı üzerinde kafa patlatan bilim adamları hijyen hipotezini ortaya attı.
Bağışıklık sistemi hücreleri vücut hastalandıkça, dış etmenlere maruz kaldıkça gelişir ki bu immunolojinin en temel ve en iyi anlaşılmış konularından biridir, ‘kazanılmış bağışıklık’ denir.
Bu hipoteze göre şimdiki çocuklar hijyenik koşullarda büyüyünce bu ‘kazanılmış bağışıklık’ sağlayan hücreler bakterileri tanıyamıyor. Ama yine de etkinliklerini de kaybetmiyorlar. Aktif ama etrafını tanıyamayan Th2 türü hücreler, ne görseler heyecanlanıp Ortaca’nın yerlisi gibi “Töbe töbe, endeki bakteri olagora!” (‘Bu kesin bakteri olsa gerek’) diye immunoglobin E (IgE) olarak bilinen imdat sinyaline basmaya devam ediyor. Bu da histamin salgılanmasıyla sonuçlanıp hiç beklenmedik durumlara alerjik reaksiyonlar çıkmasına neden oluyor. O yüzden alerji ilaçlarınının çoğu bu histamini durduran anti-histaminik olarak bilinen kimyasallardan oluşur. Bu hipotezi dolaylı olarak destekleyen pek çok çalışma olsa da henüz doğruluğundan yüzde yüz emin değiliz.
Hijyen hipotezinin altında yatan nedenlerin sadece yukarıda anlattığımız bağışıklık sisteminin gelişmemesinden kaynaklanmayabileceğine dair güçlü veriler de geliyor.
2010 yılında Fransa’dan, Danimarka’dan ve Çin’den araştırmacıların şimdiden 7 bin 500 atıf alan makalesi, bir sene sonra beraber aynı yerde çalıştığımız, çok sevdiğimiz arkadaşımız Mani Arumugam’in 2011 yılında ilk isimle yayınladığı, şimdiden 5 bine yakın atıf alan çok önemli makalesi tıpta adeta yepyeni kapıları araladı.
Bu çalışmalar insan bağırsağındaki bakterilerin insan sağlığına etkisinin araştırıldığı mikrobiyom (microbiota) analizlerinin çok önemli sonuçları olabileceğini gösterdi.
Şu anda sayısız hastalıkla ilişkilendirilen bağırsak ve mukus mikrobiotası (bakterileri) hijyen hipotezi ile de ilişkilendirildi son çalışmalarda. Bize yarar sağlayan bağırsak ve mukus bakterilerinin de aşırı hijyenik ortamdan dolayı mikrobiotamıza yeterince katkı yapamadığı ve alerjik sorunlara neden olduğu konusunda yine destekleyici çalışmalar bulunsa da son yıllarda bu alerjilerin neden arttığına dair henüz son noktayı koymuş değiliz.
Şimdi çocuklar ve bağışıklık sistemi henüz oturmamış bebekler kir pas içinde büyüse mikrop kapıp hasta olma şansları da yüksek ve bu da çok tehlikeli. Ama bebekleri ve çocukları sürekli temiz ortamlarda büyütünce de hayatları boyunca kimi besinleri alamayıp kimi ortamlarda bulunma şanslarını ellerinden almak, beklenmedik ciddi alerjik reaksiyonlara maruz bırakmak da bir o kadar tehlikeli.
Peki bunun dengesi nedir? Bu sorunun kesin bir cevabını vermek mümkün değil. Çünkü her bebeğin, çocuğun bağışıklık sistemi farklı kuvvetlerde ve farklı özellikler taşıyor.
Bizim naçizane tavsiyemiz, yavrularınızı mis gibi temizlediğiniz, çamaşır suyu kokan oturma odalarında değil, bahçelerde, deniz kenarlarında, arkadaş ortamında büyütmeniz ama tedbiri ve gözlemi de elden bırakmamanız yönünde.
“Sağlıklı, neşeli bir hafta geçirin inşallah! Kem gözler uzak olsun size, arabanızın tekerine taş değmesin” diyerek bu haftaki bilim köşesini pazardaki tontiş teyzemiz gibi bitirmek istiyoruz.
Kimdir?
Dr. Zeynep Sena Ağım: Doktorasını ABD’de Purdue Üniversitesi’nde toksikoloji ve sinir bilimi üzerine tamamladı. Şu anda Massachusetts Üniversitesi’nde sinir sistemi hastalıkları üzerine postdoc olarak araştırmalarına devam ediyor.
Dr. Veli Vural Uslu: Doktora çalışmalarını Almanya’da EMBL Heidelberg’de gelişim ve kanser moleküler genetiği üzerinde yaptı. Şimdi Almanya Neustadt’ta bitki metabolizması ve hastalıkları üzerinde proje lideri olarak çalışıyor. Aynı zamanda Heidelberg Üniversitesi’nde derslere girmektedir.
Kaynaklar
[1] Gupta R ve ark. Time trends in allergic disorders in the UK. (2007) Thorax
[2] Garn H ve Renz H. Epidemiological and immunological evidence for the hygiene hypthesis (2010) Immunobiology
[3] Galli SJ ve Tsai M. IgE and mast cells in allergic disease (2012) Nature Medicine
[4] Qin J ve ark. A human gut microbial gene catalogue established by metagenomic sequencing (2010) Nature
[5] Arumugam M ve ark. Enterotypes of the human gut microbiome (2011) Nature
[6] Ege MJ The Hygiene Hypothesis in the Age of the Microbiome (2017) Annals of the American Thoracic Society
[7] Lambrecht BN ve Hammad H The Immunology of the allergy and the hygiene hypothesis (2017) Nature Immunology
[8] Scudellari M Cleaning up the hygiene hypothesis (2017) PNAS