HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, ‘öğrenci andı’nın okutulmasına karşı çıkarak “Çocuklar ant değil süt içsin” dedi.
Türk Eğitim-Sen, 8 Ekim 2013’te okullardaki bayrak törenlerinde okutulmasına son verilen ‘öğrenci andı’nın yeniden okutulması için aynı gün dava açmıştı. Danıştay 8’inci dairesi, 19 Ekim 2018’deki kararıyla değişikliği iptal etmişti. Hükümet andın okullarda yeniden okutulmayacağını belirtirken MHP ve İYİ Parti andın yeniden okutulmasını istiyor.
Meclis’te haftalık grup toplantısında konuşan HDP lideri Temelli de ant konusuna değindi.
HDP’li siyasetçi şunları söyledi: “Şimdi hiç anlamı yokken, öğrenci andı meselesi yeniden gündeme geldi. Beş yıl önce bitmiş gitmiş, kimsenin sorduğu yok, kimsenin aklına gelecek bir mesele değil. Bu toplumda Türk çocuklarımız ant okumuyor diye Türk olmalarında bir zaafiyet mi oluştu? Hayır. Aslında anttan çok daha beter ırkçı söylemleri o çocukların kafasına sokmak için ders kitaplarına işlediniz. Cinsiyet ayrımcılığı, etnik ayrımcılık, inanç ayrımcılığı, her şeyi kitaplara işliyorsunuz. Fakat bu ant meselesi niye ortaya çıktı? Nedir bu mesele? Tıpkı her zaman yapıldığı gibi bu ülkede milliyetçilik üzerinden siyaset yapma anlayışının bir tezahürüdür. Yine döndü dolaştı karşımıza geldi. Öğrenciler ant içmesin süt içsin süt. Çünkü bu ülkede çocuk yoksulluğu var. Çocuklarımızın fiziksel ve mental gelişimi sorunlu. Çünkü bu ülkede uluslararası sağlık örgütünün verilerine göre çocuk gelişiminde sıkıntılar var. Bunlara kafa yoracaklarına yaptıkları bu. Türkiye bu anlayıştan dolayı hiçbir sorununu çözemediği gibi sorunlar yumağı içine her gün daha fazla sürükleniyor.”
‘Masa’ çağrısı
Temelli, PKK lideri Abdullah Öcalan’a yönelik ‘tecride’ de son verilmesi çağrısını yinelerken şunları kaydetti: “Bugün barış tecrit altındadır. O yüzden şimdi tecride son verme zamanıdır. Barış tecrit altında sayın Öcalan’a yönelik tecrit bitmeden bu ülkede barış konusunda adım atmak mümkün değil. Bunu yaşadık. 2013-2015 arasında hep birlikte yaşadık. Şimdi bir kez daha dile getiriyoruz; ya bir masaya oturacaksınız muhatabıyla ya savaşa devam edeceksiniz. Bu iktidarın tercihi savaştır. Biz de onlara masa mesafesini öneriyoruz. Gelin bu masaya oturun. Biz katkı vermeye hazırız. Geçmişte olduğu gibi yine katkı vermeye hazırız. Muhatabı bellidir. Bu muhatabı yok sayarak başka muhataplar arayarak çözüm üretemezsiniz. Kürt sorunun çözmeden bu ülkeye barış ve demokrasi gelmez. Ortadoğu’ya barış gelmez. Ortadoğu’ya barış gelmezse dünyaya huzur gelmez. O yüzden gelin bu tecride son verin.”