1994, 2001, 2018 döviz krizlerinde TL’nin aşırı değer kaybının ardından, başlangıç noktasına gelmezse dahi zararlarının önemli bir kısmını hep telafi ettiğine tanık olduk. Bu aşırı savrulmalar literatürde “overshooting” diye adlandırılıyor. Genellikle de trene son vagondan atlayan amatörlerin cezalandırılmasıyla sonuçlanıyor. İşte bu nedenlerle MB’nin aşırı oynaklığa izin vermemesi gerekiyor.
Ama ne gezer! Salı günkü açıklama sonrası liranın hızlı iniş çıkışları devam etti ve bir müdahale yapıldığına dair hiçbir işaret göremedik. Burada iki olasılık akla geliyor. Ya MB iyice aciz, çabaları sonuç vermiyor, ya da beyanlarının aksine kılını kıpırdatmıyor, kamuoyunu yanıltıyor. Takdir edersiniz ki ikisi de birbirinden vahim durumlara işaret ediyor. Öncelikle sade yurttaşlarımızın bu dönemde dövizden uzak durmalarında yarar var. Ortalıkta “milli para” ne kadar değer yitirirse ülkenin o kadar yararına olacağı, Çin benzeri dünyaya parmak ısırtan bir kalkışa geçeceğimiz yolunda zırva metinler dolaşıyor. Daha da vahimi Saray’ın bu tezlere itibar ettiği, buradan bir çıkış umduğu anlaşılıyor. Ama ortada ekonominin bünyesini bozan bir durumla karşı karşıya bulunduğumuz gerçeği var. Adeta hepimizin geleceğini tehlikeye atan bir kumar oynanıyor. O nedenle bilinçli yurttaşımızın bu kadere rıza göstermeyip sokaklarda, sosyal medyada tepkilerini dile getirmeleri, itirazlarını yükseltmeleri çok doğru ve anlamlı.