Hrant’ın arkasından yazı yazma görevi düşen onlarca yürek kadar sıkışmışım ben.
Nereden yazayım şimdi…
Hangi bilgim, hangi doğrum, hangi duygum yeter iki kelam etmeye…
Ensenden kan akıttılar.
Bildiğim üç cümle vardı. Şimdi bir tane. Serde Ermenilik var, oradan duymalıyım bu çığlığı desen, benden ancak birkaç cümle.
Azınlık masası polis departmanındaki memurunun keyfe keder yönettiği bir cemaat iken, ‘ben de varım’ diyen, sorgulayan ve talep eden bir Ermeni halkı yarattın bizlerden…
Yani sen ‘ah’ dediğinde orada olmayanlar, gazetenin önünde nöbet tutanlar, yüzleri kızaranlar, utananlar, bile bile öldürülmene şahit yazılanlar…
Mum yakanlar, ilk defa slogan atanlar, canı yananlar, belli bir süre sonra yine sokakta Ermeni olmaktan gizlenerek yürüyecek olanlar, şaşıranlar, biz Ermeniler…
Seni yaşatamadık. Yani seni öldürdük.
Onbinler geldi gazeteye. ‘Hepimiz Hrant’ız, Hepimiz Ermeniyiz’ dediler.
Demek ki hepimiz öldük, hepimizin ensesinden kan aktı, yani hepimiz iki seksen yatırıldık asfalta.
Ensenden kan akıttılar…
Utanıyorum…
Öldürülecek ikinci bir Ermeni olmadığından.