İzmir’de jeneratörün bozuk olması nedeniyle ameliyat günü ertelendikten sonra hayatını kaybeden üç aylık bebeğin ailesi, Sağlık Bakanlığı’na 250 bin liralık tazminat davası açtı.

Fotoğraflar: DHA
Geçen yılın nisan ayında 32 yaşındaki Mehmet Demir ve 29 yaşındaki Aydan Nur Demir’in Mehmet Gökalp adını verdiklerin bir oğulları oldu.
Mehmet Gökalp daha sonra rahatsızlanınca hastaneye götürüldü, yapılan kontrollerde çocuğun kalbinin bir odacığının gelişmediği anlaşıldı.
Kalbindeki sorun nedeniyle kirli ve temiz kanın vücuduna karıştığı tespit edilen bebeğe 1 Haziran 2017’de anjiyo yapıldı. Demir ailesine bebeklerinin yaşaması için kalp ameliyatının yapılması gerektiği söylendi. Mehmet Gökalp yoğun bakıma alındı.
Ameliyatın 2 Haziran 2017’de yapılması planlanırken, hastanedeki jeneratör arızası nedeniyle doktorlar ameliyat sırasında olası bir elektrik kesintisine karşı ameliyatı 5 Haziran 2017’ye erteledi. Ameliyatın yapılacağı gün sabah saatlerinde Mehmet Gökalp’in kalbi durdu. Gökalp kurtarılamadı.
Bunun üzerine bebeklerinin ölümünde hastane çalışanlarının ihmali olduğunu öne süren Demir çifti, savcılığa sorumlular hakkında suç duyurusunda bulundu. Ailenin iddiasından sonra Sağlık Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği, inceleme başlatılarak müfettiş görevlendirildiğini kaydetti.
Bakanlığa dava

Mehmet Gökalp
Demir ailesinin avukatı Ahmed Said Atılğan, görevlendirilen müfettiş raporunda hastanedeki jeneratörün bozuk olduğunun tespit edilmesi üzerine Sağlık Bakanlığı’na 250 bin liralık tazminat davası açtı.
Atılğan şunları kaydetti: “2017 yılının haziran ayında müvekkilim üç aylık bebeği Mehmet Gökalp Demir, kalp rahatsızlığı geçirdiği için hastaneye kaldırıldı. Daha sonra ise Behçet Uz Çocuk Hastanesi’ne sevk edildi. Burada jeneratör bozuk olduğu için dört gün boyunca ameliyat edilememiştir. Jeneratör kısmen düzeltilmesine rağmen hafta sonu sadece acil hastaların ameliyat edildiği söylenmiş ve bebeğin ameliyatı pazartesi gününe ertelenmiştir. Bebek bu sebeple vefat etmiştir. Üstelik doktorlar bebeğin ölümünden sonra aileye ‘Sizin buzdolabınız bozulmuyor mu? İçindeki yiyecekler bozulmuyor mu?’ şeklinde cümleler kullanmıştır. Aile bu sözlerin ağırlığını kaldıramayıp bize gelmiştir. Biz böyle olayların üstünün kapatılmasını istemiyoruz. Bu konularda manevi bir sorumluluk hissediyoruz. Biz bu nedenle Sağlık Bakanlığı’na 250 bin liralık tazminat davası açtık. Biliyoruz ki bu miktar müvekkilimin zararını karşılamayacak. Çocuğunu geri getirmeyecek. Çünkü çocuğu bir ihmal sonucu kaybedildi. Ama buna benzer olayların yaşanmaması ve yetkililer sorumluluk alsın diye bu işin takipçisiyiz. Adaletin yerini bulması ve bu olayların tekrar yaşanmaması tek dileğimiz.”