Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Zaman her şeyin ilacıdır, AKP zihniyeti buna yeniliyor. Zamanla herkes neyin ne olduğunu görüyor. Altta yatan sebepler anlaşılıyor. Göz bağcılık hilesini sürdüremiyor. Biz CHP’nin politik ve örgütsel varlığıyla Gezi’de yer almasını istiyorduk ama kaçamak yaparak gelmiyorlardı. Onlar öyle uzun boylu ve etraflı bir direnişin içine girme eğiliminde değildiler. Gezi’nin ilk üç günü iyiydi de, sonrasında biraz bozuldu lafları havada uçuşuyordu o zamanlar. Şimdi olay, doğrudan doğruya CHP’nin cumhurbaşkanı adayının engellenmesi şeklinde tecelli etti. Diploması iptal edilen, cezaevine konulan kişi CHP’li. Bu koşullarda CHP istese de gelişmelerin dışında kalamaz. Doğal olarak ortaya çıkan politik sürecin ekseninde bulunuyor.
Genel bir itiraz ya da protesto hali hedefe ulaşmamız için yeterli değildir. Verilen mücadeleyi politikleştirmemiz, örgütlememiz ve bir somut hedefe bağlamamız gerekir. Bizim memleketteki muhaliflerin her konuşmaya başladıklarında “Hiçbir partiye üye değilim” diyerek övünmeye çalışması büyük bir hata. Başarıya ulaşabilecek bir mücadele için siyaset, örgüt, hedef ve liderler gerekir. Doğal olanı, mantıklı olanı ve evrensel olanı budur. Sadece sohbet ettiğimizde iktidarlar değişmez. Bu anlamda CHP’nin sahnede olması insanları siyaset, örgüt, hedef ve lider fikrine yakınlaştırıyor. Eğer AKP’nin 11 milyon üyesi varsa, bizim de üyelerimiz ve partimiz olabilir.
Somut, güncel ve odaklanmış bir çözüm planı geliştirerek işe başlayabiliriz.
Bu çözüm planı iktisadi alanda; adaletli ücret, herkese iş, toplumsal refah ve parasız eğitimi hedeflemeli. Siyasi alanda ise AKP’nin tek adam rejimine karşı, demokrasi başlığı altında, seçme ve seçilme hakkını ve aynı zamanda laikliği savunmalı. Kürt meselesinde çözümü, kadınlar ve LGBTİQ+’lar için eşitliği amaç edinmelidir. Hem ücret, iş, refah ve eğitim; hem de seçim, laiklik, çözüm ve eşitlik. Meydanları boş bırakma lüksümüz yoktur.