Biden’ın dünya liderleriyle yaptığı telefon trafiğinde sıra bir türlü Erdoğan’a gelmedi. Halbuki iktidar çevreleri Trump döneminde iki liderin ‘senli benli’ telefon diplomasisine çabucak alışıvermişti. Yeni başkan tez zamanda ikna edilmeli, gerekirse kapalı kapılar ardında tövbe edilmeliydi. AB’ye ‘biz üyelikten vazgeçmedik’ sinyali vermek de kapitalist dünyayla ilişkileri düzeltmek için gerekliydi.
İçeride ve dışarıda bu denli köşeye sıkışmış bir iktidarın AB makyajı ve ABD ipi olmadan içine düştüğü kuyudan çıkmasının imkânsız olduğunu en iyi Saray’dakiler biliyor. Bu nedenle insan hakları eylem planı ve kaçıncısı olduğu çoktan unutulan ekonomik reform paketini önce ABD’ye sonra AB’ye kargolamak üzere hazırladılar. Dış politikada da Mısır’dan Libya’ya ve S-400’lere uzanan ‘NATO ruhuna uygun şıklıklar’ peşindeler. Rabia nostaljik bir işarete, S-400’ler Türkiye tarihinin en masraflı ve işlevsiz ödününe dönüşmek üzere…