Mersin’de ise bir başka iklim vardı. CHP’nin iktidarı erken seçime zorlamak için miting kararı alması neticesinde binlerce yurttaş coşkuyla meydana koştu. CHP’nin bu ilk seçim mitingi önemliydi, çünkü bundan sonra izlenecek stratejiye dair bir test işlevi görecekti. CHP, ya “sandığı bekle” pozisyonuna geri çekilecek ya da kitle gücünü kullanarak vites yükseltecekti. Mersin’de meydan, Kılıçdaroğlu’na “Tam sürat yola devam” mesajını verdi.
Mitingden bir gün önce resmî enflasyon rakamlarındaki garabetin hesabını sormak için TÜİK önüne giden Kılıçdaroğlu kuruma alınmamıştı ama bu hareketiyle seçmene verdiği “Hakkınızı, hukukunuzu koruyacağım” taahhüdünü eyleme döktü. Önce Soylu’nun sonra Erdoğan’ın öfkesini çeken bu hamle, aslında TCMB ziyareti ve bürokratlara uyarı gibi muhalefetin psikolojik üstünlüğünü perçinleyen ve devlet içine seslenen adımlardan yalnızca biriydi. Kılıçdaroğlu hem TÜİK önünde hem de Mersin’de bundan sonra da benzer adımları atmaya devam edeceğinin sinyalini verdi. Zira bunun geniş halk kesimlerinde bir karşılığı olduğunu görüyor, deneyimliyor.