PKK HDP’ye verilen oyları kendi öz gücü olarak lanse ediyor. Bu oyları özerkliğe ya da federasyona ve hatta bağımsız devlete verilen destek olarak gösteriyor.
Hadi bunu anladık. Ama bakıyoruz; siyasi alanı genişletsin diye beklediğimiz HDP de buna itiraz etmiyor. Tam tersine, özyönetim denemelerinde hendek kazanların yanında yer alarak, Bese Hozat’ın devrimci halk savaşı ilanına karşı tek söz etmeyerek – mesela ‘bir dakika, hani siyaset yapacaktık?’ – Berlin’de ‘PKK yenilmeyecek, TSK yenilecek’ mesajları vererek, PKK’yla gittikçe aynileşiyor.
Bu durumda, HDP’ye oy verecek olan herkesin, oyunun neyi güçlendireceğini bir daha değerlendirmesi gerekmez mi?
Bu partiye oy verenler artık verdikleri oyun siyasi çözüme verilmiş bir destek olmayacağını; PKK’nın saldırgan politikalarına, bölgeyi Türkiye’den koparıp Kobani’yle birleştirmek isteyenlere verilmiş bir destek olacağını bilerek oy vermeli.
(…) HDP hep kaçak güreşecek, bunu hiçbir zaman söylemeyecek.
Oyu HDP alacak, sonucu PKK yorumlayacak.