Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
BTK ve Ulaştırma Bakanlığı, yapmadığı görevini operatörlere soruşturma açarak unutturuyor. Deprem uzmanı hocalarımız, zamanlamasını tam bilemeseler de, Kuzey Anadolu Fayının İstanbul yakınlarında 7+ bir deprem yaratacağından hemen hemen eminler. Böyle bir deprem olursa, en büyük sorunlarımızdan birisi “haberleşme” olacak. Önceki acı tecrübelerimize, yani 6 şubat 2023 KahramanMaraş depremi, 2019 İstanbul depremi ve 2020 İzmir depremi başta olmak üzere, son 10 yılın diğer tüm depremlere baktığımızda, hepsinde de haberleşme sıkıntısı yaşandığını görüyoruz
AKP hükümeti bu konuyu hiç dert etmiyor. Yaptıkları tek şey, her seferinde BTK eliyle GSM operatörlerine dava açmak ve ceza vermek oluyor. Bu yolla kendi yapmadıkları işlerini, yapmadıkları denetimlerini, sanki sadece operatörlerin kabahati gibi gösteriyorlar. 2019 İstanbul depreminde de ceza verdiler. 6 Şubat depreminde de. Peki, ceza sonrası ne oldu? Aynı tas aynı hamam. Yeni depremde yine haberleşme sıkıntısı çeken halk oluyor.
Eğer AKP hükümeti depremdeki haberleşmemize özen göstermiyorsa, halk olarak kendimiz göstermeliyiz. Telsiz sistemleri sadece deprem değil, her türlü afet ve savaş zamanı için de önemli bir haberleşme unsuru. Bunun yaygınlaştırılması için çalışmalıyız. Ve artık bir afet kültürü oluşturmamız lazım. Mahalle Gönüllüleri (MAG) çok önemli. Bir eğitimlerine katıldım. Güzel şeyler anlatıyorlar. Lütfen daha çok kişi katılsın bunlara. Başta acil durum müdahelesi gibi faydalı şeyler anlatıyorlar. Ama bunları daha geniş halk kitlelerine yaymalı ve “haberleşme sıkıntısı” gibi konuları da farketmeli (anlatılanlardan, bu konuda neler yapılabileceğine dair bilincin eksik olduğu izlenimim oldu) olduğu gibi kabul etmek yerine çözüm önerileri oluşturmalı ve ortak hareket etmeliyiz.