MESUDE ERŞAN
@mesudersan
mesudeersan@diken.com.tr
Sifiliz (frengi) dünyada ve Türkiye’de kaygı uyandıran hızda artıyor. Partner sayısının artması risk faktörlerinin başında geliyor.
Hastalık son 70 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Türkiye’de 2012’de 281 frengi vakası bildirildi. Bu sayı 2022’de 3 bin 533’e yükseldi.
30’dan fazla bakteri, mantar, virüs ve parazit cinsel yolla bulaşan (aktarılan) enfeksiyonlara (CYBE) yol açıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) tahminine göre her yıl 374 milyon (yılda) kişi dört CYBE’den biriyle karşılaşıyor.

Herhangi bir belirti görülmeyebilir
Sifiliz, deri, mukoza ve iç organları tutan, tedavi edilmediği zaman kronikleşen, bildirimi zorunlu bir hastalık. Sifilize ‘treponema pallidum’ bakterisi neden oluyor. Birçok hastada herhangi bir belirti görünmüyor veya sadece küçük belirtiler yaşanıyor.
Cinsel temas (cinsel sıvılarla vajinal, anal ve oral ilişki sırasında) kan nakli, anneden bebeğe gebelik sırasında veya doğum anında doğrudan bulaşabiliyor. Bakteri, cilt altında çoğalıyor ve vücuda yayılıyor. Santral sinir sistemi dahil, vücuttaki her organ ve dokuya ulaşabiliyor.
Penisilin geliştirilene kadar sifiliz ölümlere yol açıyordu. Penisilin ve türevi antibiyotiklerle tamamen tedavi edilebildi. Tedavi, vaka yayılım hızını ve yeni vaka oranlarını zaman içerisinde azalttı. Ta ki günümüze kadar…
HIV tedavisi, korunmayı gevşetti
HIV kontrol programları ve korunma materyallerine erişimin kolaylaştırılması, cinsel yolla bulaşan diğer enfeksiyonlara karşı önemli oranda koruma sağlamıştı. Bir yandan HIV’in tedaviyle kanda sıfırlanabilmesi diğer yandan cinsel temas öncesi alınması halinde, bulaşmasını engelleyen ilaçların gelmesi riskli davranışları da artırdı. Antibiyotiklerle tedavi edilebilen enfeksiyonlar, ihmal edilmeye başladı. Hatta bazı bireyler, enfekte olmayı da göze aldı.
En büyük faktör güvenli seksin bırakılması
Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Başkanı Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz hem HIV hem de sifilizin çok arttığını söyledi.
Yavuz’a göre bu artışa yol açan en büyük faktör güvenli seks davranışının bırakılması: “HIV tedavilerindeki olumlu gelişmelerin böyle bir etkisi de oldu maalesef. Özellikle cinsel temas öncesi, HIV’den koruyan tedaviler de gelince kondom kullanımı ihmal edildi ve azaldı. Bu tedaviyi alanlar belki HIV’den korunuyor ama sifiliz gibi diğer cinsel temasla bulaşan enfeksiyonları kapıyorlar.”
Tüm CYBE’ler artıyor
Sifilizin yanısıra klamidya, gonore gibi başka cinsel yolla bulaşan hastalıkların da arttığını anlatan Yavuz şunları söyledi: “Özellikle güvenli seks yapmayan gruplarda artıyor. Güvenli seks, kondom kullanımını özendirici çalışmalar yapmak lazım. Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmada en önemli şey güvenli seks. Partner sayısı arttıkça hastalıkların bulaşma riski artıyor.”
Yavuz, cinsel yolla bulaşan diğer enfeksiyonlarda olduğu gibi sifilizdeki artışın, HIV’deki yayılmayı da işaret ettiğini söyledi. Sifilizin ciddiye alınması ve tedavi edilmesi gerektiğini belirten Yavuz, bazı vakalarda nörolojik, kardiyolojik ciddi tutulumlar da yaptığını anlattı.
Bir diğer büyük risk, anneden bebeğe bulaşması. Yavuz, sifilizle doğan bebeklerde ciddi sorunlara yol attığını söyledi. Yenidoğan ölümü, erken doğum, düşük doğum ağırlığı diğer önemli etkileri.
‘Chemsex’ güvenli davranışa engel
Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Hakları (CİSÜ) Platformu’ndan Canberk Harmancı, sifiliz vakalarının yüzde 80 oranında bulgusuz seyretmesinin kişilerin enfekte olduktan sonra uygun sağlık hizmetlerine ve tedaviye erişimini geciktirdiğini söyledi.
Cinsel sağlık ve üreme sağlığı konularında eğitim verilmemesi, bireylerin cinsel yaşamlarındaki riskleri değerlendirememelerine, korunma yöntemlerini kullanmalarına veya kolayca ihmal edebilmelerine sebep oluyor. Son yıllarda artan ‘chemsex’ yani kimyasal madde etkisi altında cinsellik deneyimlerinin de otokontrol mekanizmalarını zafiyete uğrattığını belirten Harmancı, bu durumda kondom kullanımının da terk edildiğini söyledi: “Tam da bu nedenle, cinselliğin örgün eğitim müfredat konusu haline getirilmesi, güvenli cinsel davranışlar edinilmesi ve cinsel sağlık ve üreme sağlığı hakkında gençlerin bilgilendirilmesi enfeksiyonların yayılımı anlamlı ölçüde yavaşlatabilir.”

Çok partner, çok risk!
Teknolojinin gelişmesi, cinsel partner bulma olanaklarını kolaylaştırdı: “Partner sayısının artması herhangi bir cinsel yolla bulaşan enfeksiyonla karşılaşma ihtimalini arttırıyor. Ancak güvenli cinsel davranışlar (korunma yöntemleri) kişiler arasında enfeksiyon geçişini engelliyor.”
Sifiliz açısından erkekler, erkeklerle seks yapan erkekler, metamfetamin, eroin, damar içi madde kullananlar, çok partneri olanlar ve güvenli seks yapmayanlar risk altında. Sifiliz, gelişmekte olan ülkelerde sık görülüyor. Gelişmiş ülkelerde daha çok düşük sosyoekonomik çevrelerde, cinsel aktif gençler ve genç yetişkinler arasında yaygın. Homoseksüel (özellikle HIV+ olan) erkeklerde sıklığı artıyor. Diğer cinsel yolla bulaşan hastalıklar gibi sifilizin de Sağlık Bakanlığı’na bildirimi zorunlu. Ancak vaka tanımı ve bildirimi yetersiz olduğu için, gerçek vaka sayısının yukarıdaki rakamın çok üstünde olduğu tahmin ediliyor.
Kondom dışında kalan bölgelerden bulaşabiliyor
Diğer CYBE’ler sifiliste de erken dönemde belirti görülmeyebilir. Belirtileri enfeksiyonun evresine göre farklılık gösterebilir. Ortalama olarak cinsel ilişkiden sonraki üç hafta içinde ortaya çıkmaya başlar. Sifilizin primer, sekonder, latent ve geç evre olmak üzere dört evresi var. Primer evresinde enfeksiyonun bulaştığı yerde ağrısız tabanı sert, sınırları pürüzsüz bir yara ortaya çıkar. Bu yara şankr olarak adlandırılır. Şankrlar bir süre sonra kendiliğinden iyileşir. Sekonder evrede yaygın olarak deri döküntüsü, lenf bezlerinde şişlik ve ateş görülür. Primer ve sekonder sifilisin belirtileri hafif olabilir ve gözden kaçabilir. Latent dönemde belirti veya bulgu görülmez. Geç dönemdeyse kemik, cilt, kardiyovasküler ve santral sinir sistemi tutulur ve ciddi sağlık sorunları görülebilir. Sifiliz tüm organ ve dokularda tutulum gösterebilen bir enfeksiyon.
Herkeste şankr oluşmuyor
Hastalığın primer enfeksiyon döneminde oluşabilen şankr adı verilen ağrısız, sınırları belli ve tabanları sert yaralar, bulaşma açısından en riskli dönem. Bu yaralar vakaların çoğunda oluşmaz veya fark edilemez. Şanklar genellikle penis dışında kasık bölgesinde, vulva etrafında, anal bölgede, dudak içi ve ağız içinde görülse de bununla sınırlı değil. Kondom kullanımı vajina, rektum ve penis gövdesi dışında kalan şankrlara karşı tam koruma sağlamaz. Toplumsal yaşam içerisindeki davranışlar veya ortak eşya, tuvalet, banyo kullanımı ile sifiliz bulaşmaz.
Cinsel partner sayısını azaltmak sifilisle karşılaşma ihtimalini azaltsa da enfeksiyona karşı bir tam bir koruma sağlamaz. Tüm cinsel birleşmelerde kondom, cinsel sıvılarla teması engelleyecek diğer bariyer yöntemlerini kullanmak en etkili korunma yöntemleri. Partner sayısından bağımsız olarak cinsel aktif bir dönemde, yılda en az bir kez sifiliz açısından muayene olmak gerekiyor.
Sifiliz tanısı için kullanılan en yaygın yöntem kan testleri. Birden fazla testin kombinasyonu aktif sifiliz enfeksiyonun varlığını gösterir. Geç evre nörosifilis tanı yöntemleri içerisinde BOS (beyin omurilik sıvısı) incelemesi yapılır.