SEÇİL TÜRESAY
secilturesay@diken.com.tr
Birleşmiş Milletler Kadın Birimi’nin cinsiyet eşitliği için başlattığı dayanışma hareketi ‘HeForShe’ye Kasım 2018’de dahil olan Fenerbahçe Spor Kulübü, dün, ‘Nesiller Boyu Eşitlik: Sporda ve Sporla Kadınların ve Kız Çocuklarının Güçlenmesi’ başlıklı toplantıyla kutladı 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü. Kaza sonucunda beli ve boynu kırılan, doktorların “Yaşamaz” dediği Avustralyalı eski kros kayakçısı Janine Shepherd, nasıl pilot olduğunu anlattı.
Kulübün sosyal sorumluluk projeleri ve voleyboldan sorumlu yönetim kurulu üyesi Simla Türker Bayazıt (üstte), kulübün cinsiyet ayrımcılığına karşı mücadelede öncülük ettiğini belirterek şunları söyledi: “BM Kadın Birimi’nin 1995’te imzalanan ve kadın hakları için en önemli küresel gündemlerinden biri olarak kabul edilen Pekin Deklarasyonu’nun 25. yıldönümünde ‘nesiller boyu eşitlik’ mottosuyla Dünya Kadınlar Günü organizasyonuna ev sahipliği yapıyoruz. Fenerbahçe’nin asırlık kültürünü kadınlar ve kız çocuklarının stadyumlarda daha fazla yer alması, şiddetin son bulması için araç olarak kullanıyoruz. ‘Kadın istediği zaman her şeyi başarır’ dedik. Demeye, bu yolda öncülük etmeye devam edeceğiz.”
Fenerbahçe’nin bu yaz düzenlenecek Tokyo Olimpiyat Oyunları’na dokuz branşta 11 kişiyle en fazla sporcu gönderecek kulüp olduğunun altını çizen, kulüp içinde cinsiyet eşitliğiyle eğitimleri verdiklerini anlatan Bayazıt, “Birlikte eşitiz” diyerek sözlerini noktaladı.
‘Kadın işi erkek işi yoktur; işin ustası vardır’
Kulübün, HeForShe hareketiyle yaptığı işbirliğindeki destekçisi Tüpraş’ın genel müdürü İbrahim Yelmenoğlu ise kadın istihdamını yüzde 50 artırdıklarını belirterek, “Eşitlik için enerjimiz bitmez” söylemiyle çalıştıklarının altını çizdi.
“Kadın işi erkek işi yoktur, işin ustası vardır” diyen Yelmenoğlu, kadın istihdamını yüzde 50 artırdıklarını, bir ilke imza atarak Batman, İzmit ve Kırıkkale rafinerilerinde ‘sahada’ kadın operatör ve teknisyenleri kadrolarına dahil ettiklerini söyledi.
“25 milyondan fazla taraftara sahip Fenerbahçe sayesinde HeForShe, güçlü köklerle büyümeye devam ediyor” diyen Birleşmiş Milletler Kadın Birimi Ülke Direktörü Asya Varbanova (üstte), kadınların sporda adından bahsettirmesinin toplumsal cinsiyet eşitliğinin güçlenmesi açısından öneminin altını çizdi.
Tokyo’ya gidecek sporcuların yüzde 48.8’i kadın’
Tokyo Olimpiyat Oyunları’na katılacak sporcuların yüzde 48.8’inin kadın olduğunu belirten Varbanova şöyle devam etti: “Karşılaştırma yapacak olursak olimpiyatlar ilk kez 1900’lerde yapılmaya başlandığında sporcuların yalnızca yüzde 2.2’si kadındı. Ancak yol kat edilmesine rağmen kadınlar sporda ayrımcılıklara maruz kalıyorlar; eşit olmayan maaşlar, eşit olmayan sponsorluk fırsatları ve daha az destek gibi.”
Fenerbahçe’nin farklı branşlardaki altyapı sporcularının, eski sporcularının, 1992 Barcelona Olimpiyat Oyunları’nda bronz madalya kazanan judocu Hülya Şenyurt’un aralarında bulunduğu konuklardan biri de Avustralya’dan gelen Janine Shepherd’dı. Özellikle fiziksel anlamda zorluklarla mücadele edenler için ilham kaynağı olacak bir öyküsü var!
58 yaşındaki Shepherd, ‘azmin zaferi’ diye nitelendirmek için biçilmiş kaftan öyküsünü anlatmak amacıyla kürsüye çıktığında, üzerindeki ‘kırmızı gömleği’ neden giydiğini açıkladı önce: “Bu gömleği Türkiye için giydim” diyen Shepherd, “Bir arkadaşım beni bu kılıkta görünce ‘Sen ne yaptın, rakip takımın rengi kırmızı’ dedi. O nedenle bilin istedim bu, Türkiye’nin kırmızısı.”
Shepherd, Avustralya’nın kış olimpiyat oyunlarında madalya kazanmaya aday kros kayakçılarından biriydi. 1986’da, ülkesinin Yeni Güney Galler Eyaleti’nde dağlık bir bölgede antrenman amaçlı bisiklete binerken hayatı değişti. Bir kamyonun altında kalan Shepherd, beş litre kan kaybetti, boynu ve beli kırıldı. Doktorlar, anne ve babasına “Yaşamaz” dediler. Ancak o, hayata tutundu. Ameliyatla kaburgalarından kemik alarak omurgasını yeniden şekillendirdiler. Belden aşağısı tutmuyordu. “Bu kez de bir daha yürüyemezsin” dediler. Shepherd, onu da başardı.
Ellerindeki pipetleri birleştirerek bağ kurdular
Çocukken kendisine söylenen her şeyi kabul etmeyen bir çocuk olduğunu anlatan Shepherd şöyle devam etti: “Kazadan sonra da öyle yaptım. Tabii çok zor bir süreç olduğunu anlatmama bile gerek yok. Altı ay süreyle kıpırdamadan yattım. Bir gün hemşire benim ve omurilik zedelenmeleri nedeniyle hareket kabiliyetlerini kaybeden diğer hastaların yattığı bölüme geldi ve bize pipet dağıtarak, ‘Şimdi onları birleştirin’ dedi. Birleştirdik ve bize ‘İşte şimdi birbirinizle bağ kurdunuz’ dedi. Bizim gibi sürekli tavana bakan hastalar için bir hayli heyecanlı bir deneyimdi ve fiziki koşullar ne olursa olsun insani bağın önemini anladık.”
‘Yürüyemiyorum; belki uçabilirim’
Shepherd, hastaneden tekerlekli iskemleyle eve çıktı ve haftalarca camın kenarında oturarak dışarıyı seyretti ve havadaki uçakları görünce annesine, “Yürüyemiyorum ama belki uçabilirim” dedi. Bu sırada, etkinliğin düzenlendiği İstanbul’daki, Fenerbahçe’ye ait Faruk Ilgaz Tesisleri’nde alkış koptu. Shepherd ise “Annem beni alkışlamamıştı” diye karşılık verdi gülerek.
Bir süre sonra anne-babasını ikna ettiğini ve onu pilotluk eğitimi veren okula götürdüklerini anlatan Shepherd, “İlk deneyimimde yani karadaki eğitimde iki kişi beni kollarımdan tutup uçağa bindirdi” dedi.
Zamanla ‘uçmayı’ öğrenen Shepherd “Yürüyemezsin” diyenlere inat yürüdü ve pilotluk brövesini aldı. Sonra pilot eğitmeni oldu. Bu da yetmedi, uçağı ters uçurmayı da öğrendi ve lisanslı akrobasi uçuşu eğitmeni oldu.
Üç çocuk annesi Shepherd, altı kitap yazdı, hayatı iki belgesele konu oldu. Çocukluğundan beri dağlara tırmanmayı sevdiğini söyleyen Shepherd, kaza sonrasında da sarp dağlara tırmanırcasına mücadele etti ve sonunda kazayla ilgili şu kanıya vardı: “O kaza bana kötü bir şey olsun diye yaşanmadı, benim için, lehime gelişecek şeyler olması için yaşandı.”
Fenerbahçe Spor Kulübü’ne davet için teşekkür eden ve kadınların gücüne inandığını söyleyen Shepherd, “Kendi öykümüzü kendimiz yazıyoruz. Kadınlar güçlüdür, dirençlidir ben de bir örneksem ne mutlu” dedi.
Corona virüsünden mi korkacağım?
Ve, konuşmasını şu espiriyle tamamladı: “Ben Avustralya’dan gelirken, ‘Corona virüsü var deli misin niye o kadar uzun yolculuğa çıkıyorsun’ dedi çevremdekiler. Ben de şu yanıtı verdim: Ben bir kamyonun altında kaldım ve ayağa kalktım. Corona virüsünden mi korkacağım?”