Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
CHP adeta küllerinden yeniden doğuyor… 1980 darbesi sonrasında askerler tarafından kapatılmasının ardından siyasi hayatta yeniden varlık gösterdiği 1995 yılından bu yana girdiği bütün seçimlerde yüzde 26’ın üzerinde oy alamamış bir partiydi CHP. CHP, seçimlere katılanların ancak dörtte birinin oyunu alabiliyor…
Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal ettirilmesi, yolsuzluk ve terör iddialı ithamlarla gözaltı ve cezaevi sürecine maruz tutulması sonrasında başlayan kitlesel hareketlenme, başı çeken CHP’yi kendi sınırları dışına taşırıverdi. İstanbul/Maltepe’de arefe günkü buluşmaya en mütevazı rakamla 1,5 milyon kişi katıldı. [Rakamı 2.2 milyon olarak tahmin edenler de var.] Daha da önemlisi, CHP’nin bir sonraki seçimde cumhurbaşkanı adayını belirlemek için gerçekleştirdiği ön-seçimde, İmamoğlu için 1,5 milyona yakın CHP üyesi yanında, her partiden 14 milyon insanın da oy kullanmasıdır. CHP siyasi hayatının hiçbir döneminde böyle bir ilgiyle karşılaşmadı.
Anlaşılan, CHP, toplumdaki iktidarı değiştirme arzusunun sokaklara taşmış halini, seçmenlerin yarısını teşkil edecek imza rakamına ulaşarak bir zorlama unsuruna dönüştürmeyi ve bu yolla erken seçim kararı aldırmayı amaçlıyor. TBMM’ye veya bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’a… Zaten toplumda da erken seçim beklentisi zirvede.