(…) ne Türkiye sermaye sınıfı ne de onun icra komitesi olarak çalışan İslamcılar, eğer birileri bunu dahi göze alacak derecede bir akıl dışılığa sürüklenmemişse, NATO’dan çıkamazlar.
Sermaye düzeni devam ederken, neo-liberal program yürürlükteyken, emperyalist bağımlılık ilişkileri sürüyorken, dinci gericilik ülkeyi kuşatmışken, bunlardan ayrıştırılmış, bunları gündemine almayan, bunlarla mücadele etmeyen bir “NATO’dan çıkış” talebi, dinci hegemonyaya hizmetten başka bir anlama gelmez.
Anti-emperyalizm, Atatürkçülük, NATO karşıtlığı… Bunların hepsi, yeni istiklal savaşının değil iktidarın ikbal savaşının birer yansımasıdır, iktidarın içeride ve dışarıdaki sıkışmışlığına yanıt üretmek için kullanmak istediği enstrümanlardır ve iktidarın bunları gerçek anlamda sahiplenmesi doğası gereği imkânsızdır.