Evet, iktidarın iktidarda kalmaya devam edebilmesi için, İslamcılarla milliyetçilerin kurduğu ittifaka can suyu verilmesi için, işsizliğin, enflasyonun, yolsuzluğun ve yoksulluğun konuşulmaması için, muhalefetin susturulabilmesi, olağanüstü halin süreklileşmesi için savaş siyasetine ihtiyaç var. Yeni bir rejim inşa edilebilmesi, “ikinci kuruculuk” iddiasının sürdürülebilmesi, Gazilik, Mareşallik, Başkomutanlık vb. unvanların konuşulabilmesi için savaş siyasetine ihtiyaç var.
Mesele tam da burada başlıyor zaten. Hala karşıda normal bir hükümet varmış gibi yapıldığı için, hala içeride yanlış olanın dışarıda doğru işler yapabileceğine inanıldığı için, hala “ikinci yetmez ama evetçilik” diye adlandırdığım bir tutumla “iktidarı desteklemiyorum ama…” diye başlayan cümleler kurulabildiği için, ahmaklaştıran bir milliyetçiliğin peşine takılıp gidildiği için, savaş siyasetine esastan değil usulden karşı çıkıldığı ve “yaptığınız iş doğru ama ah bir de şöyle demeseydiniz/yapmasaydınız” gibi bir tutum takınıldığı için, “ortada bir vatan savaşı, bir beka savaşı yok, o sizin kendi bekanızın savaşı” denilmediği için çalınabiliyor o klarnet, bu yüzden bu kadar kolay gerçekleşebiliyor bu muamele.
Bu klarnet sesinden, bu müsamereden rahatsız mısınız, -mış gibi yapmadan, eğip bükmeden, hakikatin bir kısmını değil bütününü görerek tutum alacaksınız, başka çare yok, başka çaremiz yok.