Kuşkusuz farklı tarihsel süreçlerden ve güçlerden bahsediyoruz. Baro başkanlarının Ankara yürüyüşü ve avukatların eylemleriyle birlikte vardığı boyut da kendi özgülünde pek çok bakımdan övgüye değer özellikler taşıyor.
Kendi makamsal pozisyonunu iktidar ile dirsek teması halinde koruyabileceğini uman Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nu ‘hükümsüz’ hale getirmek, bunlardan sadece birisidir.
İktidarın siyasal operasyonunun bir parçası olarak açılan davalarda hakimlerin, savunma hakkını ihlal ettiğine ve avukatları duruşma salonundan çıkardıklarına defalarca tanıklık ettik.