Meral Akşener’in “Yerel seçimlerde hiçbir parti ile işbirliği yapmayacağız, 81 ilde ve hemen hemen tüm ilçelerinde kendi adayımızı çıkaracağız” açıklamasının, Saray’a müjde olduğunu yazdım birkaç gün önce.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını almayı, neredeyse kendi Cumhurbaşkanlığı kadar önemseyen Erdoğan’ın, bu sayede İstanbul’u AK Parti’ye kazandırma ihtimalinin doğmasından son derece memnun olduğu aşikar.
İYİ Parti Genel Başkanı’nın bu sözlerine en az Erdoğan kadar hatta belki ondan daha fazla sevinenin ise Kılıçdaroğlu ve yancıları olduğunu görmemek ise mümkün değil.
Ancak yine de yine de bir korkuları yok değil.
“Ya İmamoğlu üzerinde tabanda bir uzlaşma olur ve seçilirse ne yaparız” korkusu.
Çünkü onlar da görüyor ki, İmamoğlu’nun CHP Genel Merkezine rağmen seçilme ihtimali var.
İYİ Parti’ye oy veren İstanbullu seçmenin parti bağımlılığının düşük olduğunu ve genel seçimde İYİ Parti’ye oy vermiş olmalarına rağmen, yerelde İmamoğlu’nu destekleyebileceğini görüyorlar.
Bu yüzden de CHP’nin trollerini ve maaşlı gazetecilerini şimdiden İmamoğlu’nun üzerine salmış vaziyetteler. İktidara yakın kanallarda, karanlık finansmanlı kanallardan maaş alan kimi CHP’li görüntülü gazeteciler de, genel merkezden gelen emirle İmamoğlu’nu yıpratma kampanyasını başlattılar bile. İktidar yanlısı kanallarda ve CHP’nin türlü vaatlerle elde ettiği part time gazeteci, part time siyasetçi sözde gazetecilerle İmamoğlu’nu hedef alacaklar.