İşin özeti şu: Erdoğan faizi indirip deney yaparken ya da dini duyarlılığı yüksek seçmenlerinin gözüne girmek isterken enflasyonu patlattı.
Peki bundan sonra ne olacak? Erdoğan yüksek enflasyonun kendisine seçimleri kaybettirmesini uslu bir çocuk gibi oturup izleyecek mi? Elbette ki hayır. Bu nedenle Erdoğan TL’deki değer kaybını kontrol altında tutarak enflasyonu dizginlemeyi deneyecek.
Yılbaşı zamları ile Ocak-Şubat enflasyonu 45’lere çıkacak. Bu da dolara ivme sağlayacak. Bunu engellemek için Erdoğan Suudileri ziyarete gidecek. Şubat ayındaki ziyaretle Erdoğan Türk mallarına uygulanan Suudi ambargosunu kaldırtacak ve bir swap hattı kuracak. Buradan gelecek nakit ile enflasyonun yaratacağı kur etkisini kontrol altına almaya çalışacak. Ancak bu planını Nisan-Mayıs gibi FED’in faiz artırımları bozacak.
Dolar/TL’de Suudi parası ile FED etkisi kafa kafaya tokuşacak. Erdoğan FED artışlarından sıyırabilirse yazın turizmden gelecek dolarlar ona nefes aldırabilir. Ancak işin özünü kaçırmamak gerek. Türkiye dışa bağlı sisteme bağlı olarak mal ürettikçe döviz açığı hiç bitmeyecek. İthalatın yarattığı sürekli açığı dışarıdan getireceğiniz paralarla telafi etmeniz çok zor. Ayrıca gelen paralar kuru düşürmek için değil sadece yerinde tutmaya yarıyor. O zaman kura bağlı oluşan enflasyonun düşmesini beklemek imkansız. Özetle bugün 80’lerde hissedilen enflasyon hayatımızda kalacak.