Kendisini başarılı hisseden iktidarların özgüveni bazen istenmeyen sonuçlar verebilir.
Başarıyı kendi ‘teorilerinin’ doğrulanması olarak okudukları ölçüde, hem o ‘teorinin’ her durumda başarı getireceğini sanabilirler, hem de başarıyı başka nedenlerle elde etmiş oldukları halde bunu kendi ‘teorilerine’ yorarak yanlışa saplanabilirler.
Ekonomi AK Parti için böyle bir alan. 14 yılın başarısının büyük ölçüde doğru bütçe yönetimine dayandığı konusunda kuşku yok. AK Parti halen bunu önemseyerek doğru yapıyor.
Bu sayede enflasyon ve faizler inerken, yatırımlar ve büyüme yükselmişti. Çünkü ‘açığa çıkan’ finansal imkan devasa büyüklükteydi ve hevesli yatırımcılar üzerinden büyük bir altyapı hamlesine dönüştürülebildi.
Ne var ki bu sonuç örneğin enflasyon ve faiz arasındaki belirleyici bağlantıyı ortadan kaldırmıyor. Nominal faizler her zaman ve son kertede enflasyona tabidir ve küresel bir piyasada bundan kurtulmanın yolu yok.
Son 14 yılda ikisi birden düştü diye bu korelasyonu (üstelik gerçekçi bir modellemeye de dayanmadan) faizi ‘etken’ kılan bir nedensellik ilişkisine çeviremezsiniz.