Kısacası ekonomiyi iyiye götürmek için elinden geleni yapmak isteyen bir siyasi irade mevcut. Ancak bunun nasıl yapılacağına ilişkin sahip olduğu tasavvur, gerçekliği kuşatmak açısından çok dar.
Anlaşılan o ki siyasi ortamda, kurumsal yetki ve sorumluluklarda, hukuki zeminde ve emek piyasasında hiçbir yapısal değişim yapmadan, salt dış dünyadaki avantajların peşinden giderek ve iş adamlarının para kazanmalarını devlet eliyle garanti altına alarak ekonominin iyiye gideceği varsayılıyor. İyiye gidebilir… Ama istenen duruma gelmez.
Nihayet herhangi bir yılın ‘sıçrama’ yılı olacağını o yılın ortasına geldiğimizde söylüyorsak, hayatı pek de öngöremiyoruz demektir ve iş dünyası bu detayı da kenara yazar…
Hükümet iyi şeyler yapma arayışı içinde ama ya ekonominin gerçek ihtiyaçları konusunda derinlikli bir perspektife sahip değil, ya da işin gereğini yapmayı bir nedenle istemiyor…