Birincisi AKP küçülmeden diğer partiler büyüyemez…
İkincisi AKP doğru davrandığı sürece büyür ve diğer partileri kendi sosyolojik çekirdeklerine hapseder. Mesele söz konusu ‘doğru davranmanın’ ne olduğudur ve bunun da iki temel unsura dayandığını söyleyebiliriz.
İlki ‘rejimi devlete ve topluma hasar vermeden değiştirmek’ şeklinde tarif edilebilir. Anayasa ve yasaların değişiminden bürokrasi ve yargı reformlarına, oradan kimlik meselesine uzanan bir demokratikleşme alanı bu başlığın kapsamında yer alıyor.
Ancak ele avuca sığdırılmakta zorlanılan bir konu daha var: Birlikte yaşama. Bugün AKP’den asıl duyulmak istenen söz buna ilişkin. Acaba AKP toplumun bütününü kuşatmak, kucaklamak ve geleceğe taşımak açısından ‘doğruları’ yapmaya ne kadar niyetli? Acaba bunun üzerinde ne kadar düşünmüş?
İkinci temel unsur ise ‘hikayesini gerçekleştirecek irade, vizyon ve güce sahip olmak’ şeklinde tanımlanabilir. Ekonomi, dış politika, sağlık eğitim, kentleşme, çevre ve gençlik politikaları acaba bu temel mesajı tahkim etmek açısından ne derece sağlam?
İnsanlar boşa oy kullanmak istemiyor. En azından bazıları… Ve galiba kimin yöneteceğini de son kertede onlar belirliyor.