AKP iktidarı ve Saray rejimi, içerideki ve dışarıdaki adımları ile sanki Türkiye’yi felaketin ortasında bırakmak için koşuyor. İç siyaset, kutuplaşma ve intikam üzerine inşaa ediliyor. Yargı; tutarsız, kuralsız, kinci. Hukuk kriteri yok. Osman Kavala’nın ‘Gezi’den tahliye edilip gökyüzünü göremeden ‘darbeden’ tutuklanması en yakın somut örnek.
İdlib radikal sevgisine, Libya, ‘satışa’ emsal. Gözü kör olmuş değil, gözü kararmış bir ‘rejim’ ile karşı karşıyayız. Hem içerde hem dışarda bir telaş var. Bataklık tanımı çok uygun bu yüzden. Debelenmek dibe batmak! Dibe batarken, hâlâ çamur banyosundan yararlanmaya çalışmak ise artık mantığın bittiğinin göstergesi.
Ya toplum, muhalefet, gazeteci… Hep birlikte Kırmızı Pazartesi’yi bekliyoruz işte…