Duruşlar, ilkeler üzerine değil de çıkarlar üzerine kurulu olunca, çıkar ilişkilerinin zedelenmesi büyük kavgalara yol açar. Saray medyasında bu kavganın ortalığa saçılmasına tanıklık ediyoruz.
Danışmanların kavgası uzun zamandır geliyorum diyordu, ama bu kavganın aslında Erdoğan-Davutoğlu çekişmesinin alt düzeyde dışa vurumu olduğunu herkes biliyordu ve temeli yolsuzluk iddialarıyla atılmıştı. Davutoğlu’nun kadrosu bakanların hesap vermesini talep ederken karşı taraf aksini savunmuştu ama Saray kendi altını oyma hamlesi olarak gördüğü bu işin sorumlularını bir kenara yazmıştı.
Sonuçta iş Davutoğlu ekibinin tasfiyesiyle sonuçlandı ve sonunda “Kim, kimin arkasında” noktasına geldi. “Arkada olmak” tanımı her türlü yoruma açık bir biçimde üstelik…
Aslında sosyolojik tahlil yapanların konuyu “Kim, kimin arkasında” noktasına getirmeleri, Kürt meselesi başta, ülkenin sorunlarını doğru okuyamamalarının ve çözüm geliştirememelerinin de bir nedeni.