Bir süredir, ülkelerin içinde ve de dünya çapında kutuplaşmalar hızla gelişiyor. Kutuplar arasındaki uçurumlar derinleşiyor. Bu gerçeği yadsıyarak siyaset yapmaya çalışan liderliklerin bu uçurumların içinde kaybolma riski artıyor.
Gerçekten de ünlü şiirdeki gibi, “Merkez çoktan çöktü, bir anarşi üzerimize geliyor”. Bu “anarşi” içinde ayakta kalabilmenin yolu, olmayan bir “merkeze” yerleşmeye çalışmaktan değil, kutuplaşma içinde güçlü bir siyasi blok inşa etmekten geçiyor. Çünkü, “kutuplaşmayı” geriletebilecek yeni bir “toplumsal mutabakatı” inşa edebilmek için güçlü bir siyasi-kültürel dayanak noktası gerekiyor. Ekonomi ve toplum ancak bu dayanak üzerinde, kapitalizmin krizini yönetmeye olanak verecek biçimde, yeniden inşa edilebilir.