Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, HDP ve CHP’nin tezkereye ‘hayır’ oyu vermesiyle ilgili olarak ”HDP ile CHP zillet ittifakı olarak cibilliyetlerinin gereğini yaptı. Terörle mücadeleyi onların desteğinin dışında sürdürüyoruz” dedi. Erdoğan, AİHM’in Osman Kavala kararı hakkında ise ”AİHM’inkini de Konsey’inkini de dinleriz; dinledikten sonra da biz üzerimize düşeni yaparız. Gereği neyse bunu yapacağız” mesajını verdi.
ABD Başkanı Joe Biden ile Roma’da G20 zirvesinde değil Glasgow’daki iklim zirvesinde görüşeceğini belirten Erdoğan, “F-35’lerle ilgili 1,4 milyar dolarlık ödeme planının nasıl olacağını kendileriyle konuşacağım” dedi.
Erdoğan, daha öncekilerin aksine iki sene uzatılan ve içinde tartışılan ‘yabancı askerler’ ifadesi geçen tezkereye ‘hayır’ oyu veren CHP ve HDP’ye ilişkin ‘Cibilliyetlerinin gereği’ ifadesini kullandı. Siyasi Partiler Kanunu’na da değinen Erdoğan, MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin yüzde 7’yi kabul ettiğini söyledi.
Azerbaycan’daki temaslarının ardından dönüş uçağında gazetecilere açıklamalarda bulunan Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:
Tezkere
*CHP ve HDP’nin verecekleri oy zaten belliydi. Bunlar cibilliyetlerinin gereğini yaptılar. Orada sadece İP farklı bir karar ortaya koymuş oldu ama HDP ile CHP orada zillet ittifakı olarak cibilliyetlerinin gereğini yaptılar.
Büyükelçiler meselesi
*Atmış olduğumuz adım birilerine gövde gösterisi değil, sadece Türkiye’de görev yapan büyükelçilerin Türkiye’nin iç işlerine müdahil olmaması anlamındadır.
*Bu ülkede görev yapan büyükelçinin, neyin nereye varacağını çok iyi bilmesi lazım. Bilmiyorsa, Viyana Sözleşmesi’nin 41’inci maddesini hatırlatmış olduk. Ben nasıl geri adım attım? Ben taarruzdayım. Benim kitabımda geri adım atmak yok.
*(CHP’nin eleştirileri) Bunlardan biri de geçmişte Bakü’de büyükelçi olarak görev yapmıştı, şimdi CHP’de güya siyaset yapıyor. İlham Bey’le konuşurken o bile “Ben bu adamı bir daha bu kapıdan içeri sokmam” dedi. Çünkü Azerbaycan’a da ihanet etti. Sen önce bir defa büyükelçilik yaptığın ülkenin siyasetine saygılı olmayı öğren.
‘AİHM’i dinledikten sonra gereğini yapacağız’
*Benim herhangi bir beklentim yok. Benim sadece tek beklentim var; biz bildiğimizi okuruz. Konsey bildiğini mi okur; okusun. Onlar ne okuyor; dinleriz, görürüz. AİHM’inkini de Konsey’inkini de dinleriz; dinledikten sonra da biz üzerimize düşeni yaparız. Gereği neyse bunu yapacağız. Ben Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı olarak bu makamda bulunduğum sürece üzerime düşen görevi dört dörtlük yaparım. Acaba şu ne der, bu ne der; bunlara hiç bakmam. Benim aldığım terbiye bu, yetişme tarzım bu. Ölene kadar da aynen bu istikamette devam ederim, devam edeceğim.
Biden’la görüşme
*Roma’nın gündemi ile Glasgow’un gündemi şu anda değişmiş gibi gözüküyor. Büyük ihtimalle Roma’da değil ama Glasgow’da görüşmemiz olacak. Bu görüşmede de tabi ki en önemli maddemiz; malum bizim F-35 konumuz var. F-35’le ilgili olarak bizim 1 milyar 400 milyon dolarlık yapmış olduğumuz bir ödeme var. Bu ödemeyle ilgili olarak da tabi ki bunun bize geri ödeme planının nasıl olacağını kendileriyle görüşmemiz gerekecek. Bu konuda mükaleme ne getirecek ne götürecek; onu kendileriyle görüşerek öğreneceğiz. Alt düzeyde aldığımız bazı bilgiler var. Bize F-16 verme konusunda gelen bazı bilgiler… Bize gelen bilgi, bunlarla bu işi ödeme gibi bir plan olduğu yönünde. Bu doğru mudur, değil midir; bunları kendilerinden öğreneceğiz. En üst düzeyde de bunu tabi benim Sayın Biden ile konuşmam isabetli olacaktır. Eğer böyleyse ona göre bir anlaşma yoluna gitmiş olacağız.
Seçim barajı
*Burada özellikle yüzde 5, yüzde 7 meselesi gündemdeydi. Bu konuda Devlet Bey, benim yüzde 7 teklifimi kendileri de aynen kabul ettiler. “Bu noktada siz nasıl uygun görüyorsanız bizim için o kabuldür” dediler. Dolayısıyla bu yüzde 7 meselesinin Kanunda bu şekilde olmasını bizler de arkadaşlarımıza söyleyeceğiz. Onun üzerinden hareket edeceğiz.
‘ENSAR için de her türlü iftirayı attılar’
*Bay Kemal ve yandaşları bir defa hukuk tanımaz bir güruh. Diyelim ki TÜGVA 10 yıllık bir anlaşmayla adadaki bu yeri kiralamış. Anlaşma 10 yıllık bir süre tanıdığı halde daha üçüncü yıldayken kalkıp bunların kiraladıkları yeri zabıtalarla basıp oradan bütün demirbaş eşyalarına varıncaya kadar hepsini dışarı atma gayretleri bir defa bunların tıynetini göstermektedir, bunların cibilliyetini göstermektedir. Bu konuyla ilgili de açıklamaları ilgili bütün arkadaşlarım yaptılar, yapıyorlar.
*Aynı şey TÜRGEV için geçerli, aynı şey ENSAR için geçerli. Her türlü iftirayı attılar, her türlü yalan dolanı söylediler. Bu bir şeyi gösteriyor, bunların ne denli hukuk tanımaz olduğunu ortaya koyuyor. Eğer bunlarda hukuka saygı olsa, zaten böyle bir adımı da atmazlar, atamazlar. Bu bir şeyi daha ifade ediyor, Allah bunların eline bu milleti düşürmesin. Bunların eline bu ülke kalacak olursa, bu ülkede nelerin olacağını, olabileceğini artık düşünün. Bunların yapmayacakları iş yok. İnsanların sırtındaki ceketi bile alır bunlar. Başka bir şey söylememe gerek var mı?