Hem getirilen ‘süreli çalışma’ sisteminin hem de kısa çalışma ödeneği ve işten çıkarma yasaklarının sürmesinin bir nedeninin, hükümetin işsizlik oranlarını düşük gösterme çabası olduğu kesin.
Bunun yanında getirilen istihdam düzenlemelerinin neredeyse tümünün İşsizlik Fonu’ndan karşılanması öngörülüyor. Bütçeye yük olmadan, ‘işçinin fonu’ olarak bilenen İşsizlik Fonu’nun giderek eritildiği ortada. İşçiden çok işverenin fonu haline gelen fonun aktüeryal dengesinin giderek bozulduğu, ileride devletin katkı yapmasının zorunlu hale geleceği kaçınılmaz gözüküyor. Bu yapılmazsa, korkarım miktarı ve süresi uzatılması gereken İşsizlik Fonu ödemelerinin bu haliyle yapılması bile tehlikeye girebilir. Belki daha az süre ve daha düşük ödeme yapılması gündeme gelebilir.
Özetle, sorunların ve yüklerin ötelenmesi süreci devam ediyor. Öteleme yapılırken önümüzdeki dönemi planlamaya dönük yapısal tedbir, radikal reform düşünülse belki ötelemelere sıcak bakılabilir ama öyle bir umut görülmüyor. Kısaca ötelemelerle ağırlaşacak yük, kötü yönetim nedeniyle halka yüklenecek.