Karaman’da sekiz 10 yaşlarındaki çocuklara tecavüz edilen evlerden birinin sahibi Ensar Vakfı’nın başkanı İsmail Cenk Dilberoğlu, yalanlanmış haberlere göndermede bulunarak Nesin Vakfı ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne ait yurtlarda da benzer vakaların yaşandığını öne sürdü.
A Haber’de yayınlanan Kadraj programına katılan Dilberoğlu, sunucunun “Bu olay Ensar’ın değil de başka bir vakfın başına gelseydi, nasıl bir yol izlenmesi gerektiğini düşünürsünüz?” sorusunu şöyle yanıtladı:
“Bu olay daha önce de birçok vakfın başına geldi. Sadece Türkiye değil dünyada da çok fazla örnekleri var. Maalesef çok yaygın bir suç. Toplumda infiale neden olduğu için buradaki istismarı kullanan çok fazla kötü kişiler var. Aziz Nesin Vakfı’nda daha önce böyle bir olay olmuştu. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nde de, orada kalan kız öğrencilerimizin hiç yakışık almayacak birtakım ifadelerle tecavüze… Erkek askeri öğrencilerle birlikte olmaya yönlendirildikleriyle ilgili birtakım söylemler geliştirildi. Bizim arşivimiz ve söylemlerimiz belli. O günden bugüne ne bu vakfın kapatılması, ne bu derneğin faaliyetinin durdurulması ya da buna benzer bir kurum, devlet olur özel kurum olur… Burada gerçekleşen olaylarla ilgili suçun şahsiliği esastır. Bir kurum bundan suçlanamaz, kapatılamaz, böyle bir algı operasyonuna maruz kalamaz. Varsa bu konuyla ilgili gerçekten suçlu olan, hatası olan kişiler… Gerekli kovuşturmayı zaten devletimiz yapacaktır. STK nezdinde ise toplum vicdanı önünde ne yapılması gerekiyorsa… İşte bakın ben burada çıkıp sizin aracılığınızla milyonlara sesleniyorum. Başka bir kurumda bu olsaydı asla bunu bir fırsat olrak bilmezdik. ‘Onu karalamak için elimize bir malzeme aldık bunu hamur gibi yoğuralım, Türkiye’nin her yerinde işleyelim, bu cinsel istismarı bilinir kılalım, çocukların fotoğraflarını sosyal medyada paylaşalım, bu ayıbı ayıplamak için Ensar gibi birçok vakfı acımasızca infaz edelim ve de bunun üzerinden siyasete, vakfımıza destek olan cumhurbaşkanımıza, başbakanımıza, akademisyen hocalarımıza, ya da bir şekilde vakfımızla bağlantılı tecavüzcü damgasıyla damgalayalım’ gibi bir niyetimiz asla olmazdı.”
Nesin Vakfı’ndaki iddia raporla yalanlanmıştı
İstanbul Çatalca’daki Nesin Vakfı’nda 2007 yılında gündeme gelen tecavüz iddiası doktor raporlarıyla yalanlanmıştı. Söz konusu iddiada, annesi tarafından 2003 yılında vakfa bırakılan Z.K.’nın (14) aynı yerde kalan iki erkek çocuğun tecavüzüne uğradığı öne sürülmüştü.
Doktor raporlarında Z’.K.’nın bakire olduğu ve tecavüz bulgusına rastlanmadığı belirlenmişti.
Konuyla ilgili vakfın direktörü Ali Nesin, vakıfta kalan 19 yaşındaki gençlerden birinin 14 yaşındaki Z.K.’ya âşık olduğunu ve ‘özel hayatlara girmemek için ayrıntılarını açıklamak istemediği bir nedenden ötürü’ bu gencin diğer arkadaşına iftira attığını söylemişti.
Nesin şöyle devam etmişti: “Dört-beş yıl önce, çocukluk döneminde saklı gizli oynanmış evcilik oyunu var. Bu, çocukların geçmişte yaşadıklarının etkisiyle aşırıya kaçtı. Bunun farkına varıldı, önlem alındı. Eğer taciz sözkonusuysa ergenliğe henüz erişmemiş bir çocuk ne kadar taciz edebilirse o kadar taciz söz konusu.”
ÇYDD’ye dair idda da yalan çıkmıştı
Ergenekon soruşturması kapsamında hazırlanan iddianamede, kız öğrencilerin eğitimi için çalışmalarda bulunan ÇYDD’ye ait yurtlarda kalan kız öğrencilerin derneğin başkanı Türkan Saylan’ın yönlendirmesiyle askeri okul öğrencileriyle beraberlik yaşamasına dair yönlendirildiği öne sürülmüştü.
İddianamenin hazırlanmasından yıllar sonra gelen bilirkişi raporlarında dijital dökümanların sahte olduğu tespit edilmiş, raporlarda ve ifadelerde söz konusu iddiayı doğrulayan bir bulguya rastlanmamıştı.