Kimse bu gelişmeden hareketle emekli generallerin AKP ile yeniden bir bağlaşık yolu bulmayacakları sonucuna varmamalıdır.
Zira AKP-MHP faşizanlığının mesafe almasında önemli bir dayanak teşkil ettikleri bir yana, aynı zamanda AKP’nin Neoosmanlıcı, yayılmacı politikasının da birer cengaver gibi çalıştıkları biliniyor. Kimileri, şimdilerde artık AB ve ABD’nin sınırlarına çekilmiş olan AKP’nin bir dönem Doğu Akdeniz ve Ege’de fırtınalar koparan “Mavi Vatan” mucidiydi. Suriye topraklarına operasyon yapılması, Kürtlerin yaşam alanlarına cihatçı örgüt mensuplarıyla müdahale, yine Karabağ’da Azerbaycan çıkartması, Kıbrıs, Libya’nın içlerine girme, Türkiye üzerinden IŞİD kalıntılarının savaş meydanlarına sürülmesine, S-400’lerin alınmasına kadar birçok gelişmede dahil olanlardı.
Yani imzacı amirallerin büyük bölümü, baskıcı ve yayılmacı iç ve dış politikada Erdoğan destekçisi durumundaydı. Şimdi ayrışıyor olmaları, AKP’nin, “beka” “vatan, millet, bayrak” meselesi diye yeni bir alan açmasıyla değişir mi onu da göreceğiz.
Gelişmenin yönü, muhalefetin nasıl bir yol izleyeceğiyle yakından ilgilidir.