Hiçbir “sağlam ve ikna edici gerekçesi” olmadan, resmen Suriye’nin bir parçası ve toprağı sayılan Afrîn’e girmesiyle, Türkiye ve Rojava dünyanın ve BMGK’nin gündemine girmiştir. Afrîn’in savaş uçaklarıyla bombalanması, tank ve toplarla köy ve kasabalarına girilmesi muhtemelen BMGK tarafından “işgal girişimi” olarak değerlendirilecek, kınanacak ve hızla çıkması istenecektir. Olmaması halinde yeni gelişmeler beklenmelidir.
AKP iktidarı ise bu macera ile birkaç hesap peşinde olsa da işi hiç de kolay değildir.
Daha başında “muhalif” geçinen tüm rakiplerini esir almış olmakla rahata erdiğini de düşünmemelidir. CHP merkezi de dahil olmak üzere ulusalcı sol, İslamcı-milliyetçi partiler “Şanlı ordumuzun arkasındayız” diyerek Erdoğan’ın savaş arabasına binmiş olmakla şimdilik onu rahatlamış olsalar da bu geçicidir. Bu ikiyüzlü tayfa bir “açık” peşindedir.