Faiz yükseldikçe bankalar ve finans kurumlarının yarattığı para miktarı Merkez Bankası parasının birkaç katına ulaşır. Bazı ülkelerde kaydi para emisyonun neredeyse 10 kat üzerindedir. Ayrıca faiz yükseldikçe mevduat ve kredi çarpanı devreye girer, parayı kısma vaadiyle müdahale eden merkez bankaları bir başka sorunla karşı karşıya kalırlar. “Yüksek faizin yarattığı banka parasını sterilize etmek.” Bu arada dış kırılganlık yaşayan ülkelerde döviz rezervi biriktirmek için merkez bankalarının dolar veya altın satın alması da ulusal paranın piyasadaki miktarını artırır. Dolayısıyla merkez bankaları hem yüksek faiz hem de dış şoklara karşı korunmak için satın aldıkları döviz sebebiyle de para bolluğuyla uğraşmak zorunda kalırlar.
Ben bu kısır döngüden çıkabileceğimizi düşünmüyorum. Enflasyon doğal olarak zaten ivmesini kaybedecekti. Ancak TÜİK’in veriyi manipüle etmesiyle beraber ekonomi yönetimi sonun başlangıcı içine girdi. Dövizi kontrol etmiyormuş gibi yaparak ve enflasyon düşüyormuş gibi göstererek fiyat artışlarıyla müdahale etmek rasyonel değil. Bu durumdan faydalananlar ise dolar bazında ciddi kazançlara imza atıyorlar. Elbette bu durum sürdürülebilir değil. Aşırı likiditeyi sterilize etmek için süper bono çıkarmak için çok geç kalındı.
Anlaşılan, ekonominin kendi kendine düzelmesini bekleyeceğiz. Daha önce olmuştu, bugün de olabilir. Yeter ki görevli arkadaşlar gittikleri zaman bir şeyin değişmeyeceğini anlasınlar.