Gazeteci Hrant Dink’in katili Ogün Samast’ın sorgusunda yer alan tutuklu Samsun İl Jandarma Komutanlığı Asayiş Şube Müdürü Atilla Güçlüoğlu savunma yaptı.
Hükümete yakınlığıyla bilinen Kanal 24 tarafından servis edilen görüntülerde, Samast yanında birkaç kişiyle birlikte Samsun Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’nin çay ocağında görülüyordu.
Dink cinayetinin ardından çıkan ilk görüntülerde de Samast’ın elinde bayrakla fotoğraflarının bulunması tartışma yaratmıştı.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, eski Trabzon İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz ve gazeteci Ercan Gün’ün de aralarında bulunduğu tutuklu sanıklarla bazı tutuksuz sanıklar yer aldı.
‘Üst aramasına katılmadım’
Duruşmada, o dönem Samsun İl Jandarma Komutanlığı Asayiş İstihbarat Şube Müdürü olan tutuklu sanık Atilla Güçlüoğlu savunma yaptı.
Samast’ı emniyet personeliyle birlikte Samsun’daki terminalden aldıklarını anlatan Güçlüoğlu, “Samast’ı polisler aldı. Jandarma da etrafında güvenlik alarak indirdik. Benim adli kontrol görevim olmadığı için üst aramasına katılmadım” dedi.
Güçlüoğlu daha sonra Samast’ın TEM Şube Müdürlüğü’ne götürüldüğünü ve orada çay ocağına alındığını söyledi.
‘Basına verme amacı yoktu’
Tutuklu sanık şöyle devam etti: “Sanık Birol Ustaoğlu yanımıza gelerek, ‘Katil zanlısının üzerinde bulunan bayrağı açarak fotoğraf çektirmek istediğini, eğer bayrakla fotoğraf çektirirse cinayete ilişkin her şeyi anlatacağını söylediğini’ belirtti. Katil zanlısının yakalanma olayına katıldığımız için çok heyecanlı ve gururluyduk. O dönem ‘Jandarma mı, polis mi yakaladı’ olayı vardı. Ben de ‘İki jandarma Ogün Samast’ın sağına ve soluna geçerek fotoğraf çektirsin’ dedim. Ama bayraklı çekilmesi şeklinde bir talimat vermedim. Hatta ben de gidip Ogün Samast’ın yanında fotoğraf çektirdim. Bu tamamen doğaçlama, spontane, kurgulanmadan gelişti. Bu fotoğraf katil zanlısını kahraman olarak göstermek amacıyla değil, Jandarma Genel Komutanlığı’na gönderilecek ciddiyette çekilmiştir. Bu fotoğrafın algı olarak kullanılabileceği o dönem hiç kimsenin düşünmediğini sanıyorum. Bu fotoğraflar kesinlikle basına verilmek amacıyla çektirilmedi.”
Fotoğraflar ve görüntülerin müfettişlere teslim edildikten üç gün sonra medyada yayınlandığını da söyleyen Güçlüoğlu, “Çelik kasada muhafaza edilen fotoğraf ve kamera kaydının yer aldığı CD’ler müfettişlere verilene kadar jandarmanın çektiği hiçbir görüntü basına sızmadı” dedi.
‘FETÖ’yle bağı olmadığını savunan Güçloğlu’na Dink ailesi avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu “Adli kolluk yetkiniz bulunmadığı halde neden il emniyet müdürlüğüne gitme ihtiyacı hissettiniz? Samast’ın Türk bayrağıyla fotoğraflar çektirmesiyle ilgili neden ‘Bir yanda emniyet bir yanda jandarma personeli dursun’ dediniz” sorularını yöneltti.
‘Sızdırma bizden değil’
Güçlüoğlu soruları şöyle yanıtladı: “Bizler koordine makamıyız, Samsun Emniyet Müdürlüğüne teslim etmemiz için emir aldığımızdan hep beraber oraya gittik. Dünyayı sarsan bir olay olmuş, o olayı yaşamak lazım. Dehşet bir gurur duyuyordum katili yakaladığımız için. İl jandarma komutanı ‘İl emniyete teslim ediyoruz’ deyince benim reddetme şansım yok. Ortak yaptığımız bir operasyondu. Maksat oydu. Sızdırma bizden değil.”
Dönemin Samsun İl Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürü Yakup Kurtaran da suçlamaları kabul etmeyerek ‘ByLock’ kullanmadığını, söz konusu fotoğraf yüzünden mağdur olduğunu, emniyetin istenmeyen yerlerinde çalışmak zorunda kaldığını savundu.
Dönemin Samsun İl Jandarma Komutanlığı Asayiş Şube Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme biriminde astsubay olan Yüksel Avan da “Ogün Samast yakalandıktan sonra yandan, profilden tek fotoğraflarını çektim. El svabı ve parmak izlerini aldım. Fotoğraf ve kayıt alma işlemlerini bir örgüt adına yapmadım. Komutanlarımın emri altında Jandarma Genel Komutanlığı’na göndermek üzere çektim” diye konuştu.
Duruşma yarına ertelendi.