7 Haziran seçimlerinden sonra sahneye sürülen çadır tiyatrosunu izlerken (…) Brecht’in “Halkı feshedin, yeni halk seçin” tepkisini hatırlamadan edemiyorum.
Seçim sonuçları arzuladığınız istikamette gerçekleşince “seçmen iradesi”ne atıfta bulunmak etkileyici bir söylem. Ya kaybettiğinizde!
7 Haziran seçimlerinin net ve kesin mesajı belli: Halk AK Parti’yi oylarıyla iktidardan düşürdü, elindeki imkân ve yetkiyi aldı ve dedi ki “Artık seni tek başına iktidar olarak görmek istemiyorum.”
AKP’nin iki seçeneği vardı: Ya seçmenin tercihine saygı duyacaktı ya da halkın talebini görmezden gelip kibirle yeni bir mücadeleye girecekti.
Maalesef o, ikinci seçeneği tercih etti.
Kasımda yapılması beklenen seçime kadar yaşanacak her anormal gelişmeye halk, kuşkuyla yaklaşacak. Bu saatten sonra vuku bulacak ve demokrasiyi tehdit edecek her gelişmeyi siyaset mühendisliği olarak görecek.
Haksız da sayılmaz. Basın hürriyetini kısıtlayan, gazete ve TV’leri baskı altına alan, sosyal medyaya pranga vuran her gelişme, kirli işlerin kapatılması olarak yorumlanacak…
Demirperde rejimleri yıkılıp gitti. Politbürolar darmadağın oldu. Tek parti rejimi de, tek adam sistemi de yok modern dünyada. En iyisi, iktidarı elinde tutanların halkın iradesine saygı duymasıdır; halkı feshedemeyeceklerine göre…