Ekonomist Ali Ağaoğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı konut finansman paketinin ‘sadece parası olana yaradığını’ söyledi.
Erdoğan, ‘konut sektörünün canlandırılması’ hedefiyle üç yeni paket açıklamıştı. Buna göre, ilk defa konut sahibi olacaklar 10 yıl vade ve 0,99 faiz oranıyla ev sahibi olabilecek.
Bu doğrultuda ‘İlk Evim Konut Finansman Paketi‘, ‘Genişletilmiş Konut Finansman Paketi’, ‘İnşaat Sektörüne Özel Kredi Garanti Paketi‘ olmak üzere üç çözüm paketi oluşturuldu.
Ancak ekonomistler, çalışan nüfusun büyük kısmının asgari ücretli olduğu Türkiye’de, düzenlemeyle hedeflenenin farklı olduğunu söylüyor.
Ekonomist Prof. Dr. Yalçın Karatepe, paketin amacının ‘sektöre kaynak aktarmak olduğunu, iktidarın dövize gidişi önlemek istediğini’ söylüyor.
‘Yeniden enflasyonu tetiklerseniz ülkenin risk primi artar’
Dünya gazetesinin YouTube kanalında Hakan Güldağ’la konuşan ekonomist Ağaoğlu, şunları söyledi: “4 bin 250 lira asgari ücretin olduğu bir yerde 2 milyon lira krediyle kaç kişi ev alabilecek peşinatı yaptırabilme kapasitesine sahip? Bu tür paketlerin sosyal adaleti ve dengeyi koruyacak şekilde bir bakış açısıyla hazırlanması çok daha sağlıklı olacak diye düşünüyorum. Birlikte yaşamamızın zorlaşmasını istemeyiz.”
Ağaoğlu, Türkiye’nin kredi risk priminin (CDS) rekor seviyeye yaklaşmasıyla ilgili şunları dedi: “700’e neden geldik sorusunun yanıtı için dışarıdan gelen etkiler dersek, çok doğru olmayacak. İçeriden gelen ne var da bu oldu deyince; 0,89’luk paket önemli sebeplerden bir tanesi. Enflasyon yüzde 70’e dayanmışken, yeniden enflasyonu tetikleyecek tarzda politikalar izlerseniz, ‘burası dikiş tutmaz’ diyen insanlar Türkiye’nin risk primini artırır. Riski almak isteyenlerden daha yüksek sigorta primi ister hale gelirler. Bu priminin düşmesi lazım. Yani şöyle düşün; alınan kararlar, atılan adımlar, izlenen politikalar ve yeni gelen önlemlerin hangisi Türkiye’nin küresel rekabetinde destekleyici hamleler? Lütfen herkes şapkasını önüne koyup bir düşünsün.”
Güldağ: Görünen o ki döviz piyasasıyla yeterince başa çıkamıyoruz
Üçlü paketle birlikte enflasyonla mücadelenin ‘öncelikli olmadığının daha net anlaşıldığını’ söyleyen Hakan Güldağ’ın yorumuysa şöyle: “Enflasyonla mücadele öncelikli değil; net bir şekilde anlaşıldı bu üçlü paketle. İkinci olarak da ‘sermaye kontrolleri çok uzak değil’ algısı arttı. Görünen o ki döviz piyasası ile yeterince başa çıkamıyoruz. Çıkamadığımız noktada gidip sarıldığımız şey de para politikasından ziyade daha çok kontrolcü bir yaklaşım oluyor. Bu iki algının CDS’leri çok olumsuz etkilediğini düşünüyorum, çünkü birdenbire çok ciddi bir sıçrama yaptı.”
