Türkiye ekonomisi 2020’de yüzde 1.8, geçen yılın son çeyreğinde yüzde 5.9 büyüdü. Reuters anketine göre beklentiler sırasıyla yüzde 2.3 ve yüzde 7.1’di. Ekonomistler 2021 yılında büyümenin fazla bir desteğe ihtiyaç duymadan yüzde 5 civarında şekillenmesini bekliyor.

Türkiye bu büyüme oranı ile dünyada pandemide sert daralmalar yaşandığı bir yılı pozitif bir oranla tamamlamış oldu. Çin ve Mısır da Türkiye gibi 2020’de büyüyen nadir ülkeler arasında. Ancak sürdürülebilir olmayan bu büyüme için uygulanan yöntemler nedeniyle Türkiye bir ödemeler dengesi krizinin ucundan döndü.
Nitekim Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın veri sonrası yaptığı açıklamada da fiyat istikrarı vurgusu öne çıktı. Elvan, Türkiye’nin sağlık krizinin damga vurduğu 2020’yi büyümeyle kapatan nadir ülkelerden biri olduğunu belirterek, “2021 yılında temel önceliğimiz fiyat istikrarının sağlanması. Enflasyonla mücadele politikalarımız daha kaliteli ve sürdürülebilir bir yatırım, üretim ve büyüme patikasının da önünü açacak” dedi.
TÜİK verilerine göre, büyüme 2020 için yüzde 1.8 ile yüzde 2.3 olan piyasa beklentisinin hafif altında ancak hükümet hedefi olan yüzde 0.3’ün belirgin üzerinde bir büyüme gösterdi.
Mevsimsellikten ve takvim etkisinden arındırılmış GSYH 2020 son çeyrekte önceki döneme göre yüzde 1.7 büyüdü. Takvim etkisinden arındırılmış GSYH 2020 yılı dördüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 5.8 arttı.
Büyüme iç talep ve yatırımlardan geldi
Ekonomistlerin yaptığı hesaplamalara göre son çeyrekteki yüzde 5.9 büyümeye en büyük katkı iç talep ve yatırımlardan geldi. Özel tüketiminin son çeyrek büyümesine katkısı 4.7 puan pozitif, yatırımların 2.6 puan pozitif, kamu tüketiminin katkısı 1 puan pozitif, stok değişimi 1.8 puan negatif ve net dış talep 0.6 puan negatif oldu.
Bankacılar makine-teçhizat yatırımlarında 2020 son çeyrekte yüzde 38.7 artış görüldüğüne ve bunun 2020 boyunca hep artış yönlü devam ettiğine de dikkat çekti. Bu veri bankacılara göre 2021’de yatırım kaynaklı büyüme için önemli bir gösterge.
Verilere göre 2020 yılında kişi başına GSYH cari fiyatlarla 60 bin 537 lira oldu. 2020 yılında kişi başına GSYH 8 bin 599 dolar oldu. Dolar bazında bir önceki yıl olan 2019’a göre kişi başına milli gelir yaklaşık 610 dolar azaldı.
Beklentiler yüzde 5 civarında
Verilere göre yerleşik hanehalklarının nihai tüketim harcamaları, 2020 yılında yüzde 3.2 arttı. Hanehalkı tüketim harcamalarının GSYH içindeki payı yüzde 56.4 oldu. Yerleşik hanehalklarının nihai tüketim harcamaları 2020 yılının dördüncü çeyreğinde ise bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 8.2 arttı. Devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 6.6, gayrisafi sabit sermaye oluşumu ise yüzde 10.3 artış gösterdi.
QNB Finansbank Başekonomisti Erkin Işık’ın değerlendirmesi şöyle oldu: “Son çeyrekte büyüme beklentilerin altında kalırken, önceki çeyrekler de aşağı revize edildi. Hanehalkı tüketiminin büyümeye katkısı yüksek devam ederken, sabit sermaye yatırımlarının önceki çeyreğe göre gerilediği gözleniyor. Sonuçta, beklentilerin altında da olsa, geçen senenin büyümesi yüzde 1.8 ile oldukça yüksek gerçekleşti. Bu senenin ilk çeyreğinde de fazla bir yavaşlama gözlenmiyor. 2021 için yüzde 5.5 olan büyüme tahminimizi koruyoruz.”
Reuters anketinde büyüme beklentisi de yüzde 4.5 civarında son dönemde 2021 için beklentilerdeki revizyonların tamamı da yukarı yönlü kaydediliyor.
Ekonomi, corona virüsünün etkilerinin sınırlı hissedildiği ilk çeyrekte yüzde 4.5 büyüdükten sonra salgın tecrit önlemlerinin uygulandığı ikinci çeyrekte yüzde 10.3 küçülmüş yeniden açılma adımları ve kamu tarafından kredi büyümesi ile finanse edilen iç talep öncülüğünde üçüncü çeyrekte yüzde 6.3 büyümüştü. Türkiye ekonomisi 2019’da ise yüzde 1.1 büyüme göstermişti.
Hem ekonomistlerin beklentileri, hem de ekonomi yönetiminin ilk söylemleri 2020’nin son çeyreğinde büyümenin bir miktar yavaşlaması yönünde idi. Ancak geçen yılın son aylarındaki salgın tedbirlerinin üretime yönelik bir kısıtlama içermemesi ve geçmiş dönemde uygulanan yüklü kredi genişlemelerinin gecikmeli etkileri beklentilerde yukarı yönlü kuvvetli revizyonlar getirdi.
Krizden dönüldü
Türkiye’nin 2020 gibi pandemide dünyada küçülmelerin bazı ülkelerde çift haneye yaklaştığı bir yılı pozitif kapatması için alışılagelmişin dışında politikalar uygulandı. Büyümenin düşük faiz oranlarından sağlanan kredilerle finanse edilmesi dövize ve altına büyük yönelimleri tetiklemiş finansal istikrara ilişkin soru işaretleri de yaratmıştı.
Geçen yılın yaz aylarında belirginleşen kamu odaklı kredi büyümesi ve parasal genişleme, TL’ye olan güveni azaltı yüksek cari açığa ve rezerv kayıplarına da neden oldu. Büyümenin istihdama desteği de oldukça zayıf kaldı.
Capital Economics veri sonrası şu notu yayınladı: “Türkiye gelişmekte olan ülkeler arasında krizden en güçlü toparlananlar arasında yer alıyor. Ancak bunun dengesiz olduğunu ve sonuç olarak ülkenin bazı dış kırılganlıklarını artırdığını biliyoruz. Türkiye’nin tam anlamıyla bir ödemeler dengesi krizine girmesini engelleyen tek sebep para politikasında sert bir sıkılaşmaya gitmesi de dahil olmak üzere Kasım’da aniden daha geleneksel bir para politikası benimsenmesi oldu.”
Kasım ayı itibariyle ekonomi yönetimindeki değişimle birlikte alışılagelmişin dışındaki politikalardan vazgeçildi.