
NESLİHAN KAZDAL, MAPAI
uranesinfo@gmail.com
İlkbahar ekinoksuna bu yıl iki tutulma arasında giriyoruz. Her yıl olduğu gibi ekinoks haritası önümüzdeki dönem ne gibi konuların bizi beklediğini, içinde bulunduğumuz zamanın niteliğini gösteriyor.
20 Mart 2025 Perşembe günü Türkiye saatiyle öğlen 12.01’de Güneş’in 0 derece Koç’a ilerlemesiyle astrolojik anlamda 2024’ü şimdi kapatıyor, 2025’e yeni başlıyoruz. Bugün gece gündüz eşit, kışın sonu, baharın başı.

Her sene bu yeni yıl ve yeni mevsimin vaat ettiği başlangıçlarla bizler de bir Koç gibi o öncü ve ateşli atılımı hissediyor, senenin yeni yola çıkışlarına hazırlanıyoruz. Belki bu sene ekinokstan bir hafta önce gerçekleşen Başak’taki tam ay tutulmasıyla bir dönemin, sistemin kapanışını, işe yaramayanların ayıklanıp geride bırakılmasını deneyimliyor; ekinokstan dokuz gün sonra Koç’ta gerçekleşecek güneş tutulmasıyla yeni bir atılımın adımlarını atmaya, yakıtını ateşlemeye yaklaştığımızı hissediyoruz. O iki tutulma arasındaki ilkbahar ekinoksu işte bu yüzden önemli. Hem bir öncekinin kapanışı, hem bir sonrakinin açılışı gibi.
Sis pusla yürümek
Ekinokstan hemen önceki gün Güneş ve Neptün’ün Balık’ın son derecesinde birleşmesi, herkesin her şeyin, tüm yaşamın aynı yere vardığını gösteren bir erime gibi. Ne benlik, ne kimlik, ne liderlik. Önünü görememek, sonraki adımı bilememek endişeleri yükseltirken her şeyin olması gerektiği yere ve yaratıma varacağına güvenmek yeni bir oluşum ve doğumun varlığını aslında gösteriyor. Koç’la gelen yakıt ve atılımdan önce her şey çok değişken ve çalkantılı hissedilebiliyor.
Oysa bu erimenin içinden yeni bir varoluş, liderlik, öncü ruh ve atılımın çıkması olası. Bahar hep ve aynı zamanda koşulsuz geliyor.
Ekinoks Haritası
Güneş haritanın 10’uncu evinde, yani kişisel anlamda toplumsal imajımız, kariyerimiz, medeni halimizi ifade eden; dünya astrolojisinde ise yönetimde olanlar, liderler, iş dünyasını gösteren alanda. Güneş’in hemen yanında yer alan ve hala gerileyen Venüs ile Merkür, liderliğin kadınlar ve gençlerle, geriye dönük konuşarak, değerlendirerek döneme vurgu yaptığını gösteriyor. Evet, o sis pus, kaos hissini verenler hemen omzumuzun dibinde, şuracıkta, ama arkamıza aldığımız bu dalganın bizleri ileri taşıması olası. Aynı suya kendimizi bıraktığımızda bedenimizi yükselteceği gibi.
Toplumsal anlamda görünür olduğumuz yerlerde hem teslimiyet hem sorumluluk, hem neysek o olarak varolmak, değerimiz ve sözcüklerimiz için insiyatif almak ileri taşıyıcı unsurlar. Tabii değerler ve sözcüklerin tam olarak yerini bulması, kendini ifade edebilmesi için nisan ortasına dek yapılacaklarımız var. Önce mücadelesini vereceğimiz şeyleri tartmak, ardından teslim olacağımız yerleri ve şeyleri öngörmek.
Haritanın yükselen burcu Yengeç. Yükselen, mevsim başlatan öncü bir burç olunca bu senenin konularına her üç ayda bir hem ekinokslar hem gündönümlerinde bakıp yorumlayacağımızı da söyleyelim.
Yükselen Yengeç bize yaz başlangıcına dek temalarımızın ev, aile, yuva, annelik, duygusal güvenlik ve ihtiyaçlar etrafında şekilleneceğini gösteriyor. İhtiyaç ve güvenlik odaklı, korumacı tavırlar gündemde. Yükselen derecesi Ankara’ya göre çıkarılan haritaya göre Türkiye haritasıyla neredeyse üst üste. Bu ülkemiz için indikatif bir nitelikte.
Ekinoks dönemi Koç’la başlayınca, yöneticisi Mars’ın da yerleşimi dikkate değer nitelikte. O da yükselen gibi Yengeç’te ve haritanın 1’inci evinde. Demek ki bu üç ay mücadelelerimiz de ev, aile, annelik, yuva, vatan, memleket ekseninde. Duygusal ve korumacı bir mücadele gösteriyoruz. Belki duygusal belki alıngan belki içe dönük bir irade gösterip korumacı bir eylem planı oluşturuyoruz. İrade ile mücadeleye manevi ve duygudaş sorumluluklar almak destek veriyor.
Keza her zaman yaptığımız gibi davranmamak, bağımsız ve farklı ifade yolları bulmak özgürleştirici sonuçlara yardımcı olabiliyor. Mücadele ederken geçmişin gömülü yaralarıyla mı yaraların öğrettiği olgunluk ve sarmalamalarla mı yaklaşacağımızın farkında olmaya dikkat! Nazik ve hassas davranmakla şiddetli ve yırtıcı olmak incecik bir sınırla ayrılıyor.
Peki ya bizler?
Biz, yani halk, Ay ile temsil ediliyoruz. Haritada Ay Yay’da ve 6. evde. Yay hepimizin gündeminin üniversiteler, yüksek eğitim kurumları, seyahatler, yolculuklar, uzak diyarlar, inançlar, kanunlar ve hukuk ekseninde işlediğini, bunlar için çalışmamız, hizmet etmemiz, sistemi işletmemiz gerektiğini gösteriyor. Belki de neye inanıyorsak, neyi vizyonumuza koyuyorsak onun için sabah kalkıp günü akıtmayı, akşamı etmeyi, hayat sürecimizi kendi deneyimimizle işletmeyi diyebiliriz. Sislerin içinden geçmemize rağmen bu yeni dönem Güneş’i ve Ay’ı birbiriyle elele, uyumlu ve ılımlı bir resim sergiliyor. Belki şimdi tuhaf görünüyor ama yeni kimlik, varlık, liderlik zamanıyla bizler, yani halk ve tabii bu dönem ihtiyacımız olanlar (hukuk, kanunlar, yüksek akıl ve eğitimle bu hayat deneyimini kendine katanlar) birbirini destekliyor.
Burada huzursuz ve rahatsız eden yapı şu: Güvenlik ihtiyacımız, evimiz, ailemiz, yuvamız, vatanımızla iyi hissetmek, güvende olmak için varolanları sıkı sıkıya tutmakla ihtiyacımız olan yeni vizyon, yüksek akıl ve macera duygusu için yürümemiz gereken yol, inandığımız prensipler, her nasılsa o şekilde yaşayarak öğreneceğimiz gerçeklerin birbirini görmez duymazlığı.
Her an ayar yapmamız, şeyleri sağlıklandırmamız, çabalamamız gereken bir zaman. Yükselen Yengeç ve yöneticisi Yay’daki Ay 150 derecelik keskin açı içindeler. Sağlıklandırma ve ayarlama meselesi hemen bir hafta önce Başak’ta gerçekleşen ay tutulmasını bir daha hatırlatıyor. Sapla samanı ayırmanın yolları.
Hem duygusal ve çalkantılı hem ateşli ve atılgan tavırlar gündemde. Su ve ateş elementleri haritada yüksek. Toprak ve havaysa az, gerçekçilik ve objektiflik ulaşması zor zanaatlar. Duyguların yakıcılığıyla hareketlerin çalkantısı arasında gidip gelirken arada bir durmak, nefeslenmek, topraklanmak, değerlendirmek. Venüs ve Merkür retrodayken her acelecilik geriye düşürecek bir başka gerçek.
Kolektifin dönüşüm timsali Plüto’ysa Kova’da bu ekinoksa destek veriyor. Halkın gücü, derinliği döneme biraz çabayla el verir nitelikte.
Sabianların ilhamı
Ekinoks haritasının Ay’ı bu dönem bizlerin hem kişsel hem kolektif olarak ihtiyaçlarına dair bir ipucu sunuyor. Ve bu sembol insanın içini ilham ve umutla dolduruyor.
İnsan kalbinin kapısını çalan aşk meleği
Sembol sevgiyi yaymaya ve insanların birbirine sevgisini göstermesine vurgu yapıyor. ‘Aşk meleği’ kapıyı çalıyor ve içeri girmek istiyor. İçeri girmesini insanların kalplerini kapatmış olmaları, geliştirdikleri savunma mekanizmaları ve engeller ketliyor olabilir. İnsan buna daha ne kadar direnç gösterebilir? Kalbinizi ve kapalı kapıyı açmak ilişkilerle ilgili yeni fırsatlar ve farkındalıklar doğurabilir. İlişkilerinizin derinliği gerçek anlamıyla nerededir? Sınırlarınızı esnetip yumuşatın, kalbinizin kilidini açın, sevdiklerinizle birlikte olun ve kalp merkezinizin de açılmasına izin verin. İçeri sevgiyi alabilmek için ‘kapı’yı ne zaman açmanız gerektiğini farkedin.
Hepimize ilham olması, sembollerin anında yakalanması ve onlarla ne yapabileceğimizi (doğru yerde doğru kişilerle miyim yoksa okların ters istikametinde mi gezinmekteyim?) unutmamamız için çevremizdeki oklar ve anahtarları (gerçek ve metaforik olarak) takip edelim, sevginin saygıyla gelen davetini kabul edelim, taahhüt etmekten korkmayalım, motivasyonumuzu saflıkla oluşturalım, başkalarına (ötekine) yaklaşımımızı hafifletelim. İnisiyatif almayı beklemekten vazgeçelim, duyguları reddetmeyelim, engeller savunmalar geliştirmeyelim, herkeste sevilecek bir yan görelim.
Yaza dek
21 Haziran’daki yaz gündönümüne dek eldeki malzememiz bu. Bununla ne yapacağımız bize kalmış. Kapıyı gelip çalan ‘sevgi unsuru’ sizce başka neler vaat ediyordur? Sadece romantik bir tutkuyu mu yoksa birlik beraberlik ve birbirini sevebilmenin yolunu mu?
Bu da geçer, kış da geçer, bahar da geçer. Hayat biz nasılsak öyle geçer.